YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/31076
KARAR NO : 2020/3379
KARAR TARİHİ : 25.02.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı …Ş.’de 01/11/2011-30/01/2012 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığı, ancak ilk önce diğer davalı şirkette sigortalı gösterildiği, her iki şirketin aynı gruba ait şirket olduğu, birlikte müteselsil sorumlu oldukları, fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücretlerini isteyince iş akdinin haksız olarak feshedildiği ancak kandırılarak istifa dilekçesi alındığı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışması yaptığı iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı …Ş. Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücretlerini isteyince iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ancak kandırılarak zorla istifa dilekçesi alındığını iddia etmiş, davalı …Ş. cevap dilekçesi ile davacının 30/11/2012 tarihi itibariyle istifa ettiğine dair dilekçe verdiğini, istifa dilekçesinin zorla ya da kandırılarak alınmasının söz konusu olmadığını, istifasına gerekçe olayın 27/11/2012 tarihli tutanak ile davacı ve arkadaşının şirket ambarından bakır teli ve aküyü gece saat 20:15’de izinsiz araçlarına yükleyip dışarıya çıkarmaya çalıştıklarının özel güvenlik tarafından tespit edilmesi üzerine, bu yüz kızartıcı olay nedeniyle her iki şoförün durumun büyümemesi, sonraki iş hayatlarının olumsuz etkilenmemesi için istifa yolunu tercih etmeleri olduğu savunulmuştur.
Dosya kapsamına göre davacının, işverenin rızası dışında hurda niteliğindeki bakır tel ve aküyü işyeri dışına çıkartırken yakalanması üzerine cezai kovuşturmadan kurtulmak amacıyla istifa dilekçesi vermek suretiyle işyerinden ayrıldığı sabittir. İşveren temsilcisinin bu yöndeki telkini irade fesadı oluşturacak nitelikte değildir. Davacının eylemi bizzatihi işveren yönünden haklı fesih ağırlığındadır. Davacının istifa dilekçesi vererek işyerinden ayrılması sonuca etkili değildir. Kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekir iken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Davalı … İnş. Mal. Pet. Mad. Nak.Gıda Taah. San. Tic. Ltd. Şti. Temyizine Gelince;
İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı yasanın 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi hükmüne göre 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından iş yeri devirlerinde belirtilen hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, iş yeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, iş yerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Genel olarak yapılan bu açıklamaların ardından iş hukukunda iş yeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İş yeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı iş yeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur.
Somut olayda; davalı şirketler aynı gruba bağlı şirketler olmakla birlikte davalı … İnş. Mal. Pet. Mad. Nak. Gıda Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’nin bağımsız tüzel kişiliğini koruduğu, davalılar arasında işyeri devri yapıldığı, devir tarihinden itibaren 2 yıllık sürenin de geçtiği, davalı … İnş. Mal. Pet. Mad. Nak. Gıda Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun kalktığı anlaşıldığından, bu şirket yönünden davanın reddi gerekir iken hüküm altına alınan alacaklardan diğer davalı ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması doğru değildir. Bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.