Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/30170 E. 2020/3207 K. 24.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/30170
KARAR NO : 2020/3207
KARAR TARİHİ : 24.02.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkiline ödenmesi gerektiğini ileri sürdüğü prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık temerrüt tarihinin saptanması noktasında toplanmaktadır.
İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda, istekle bağlı olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında, açılmış olan bir kısmi davada; dava veya ıslah tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir.
Somut olayda; mahkemece hüküm fıkrasında faiz başlangıcı olarak 02.11.2012 tarihinin, temerrüdün gerçekleştiği tarih olarak belirtildiği görülmektedir. Dosya içeriğinde yer alan personel taahhütnameleri ile emsal nitelikteki kararlar (Dairemizin 2014/35499 Esas, 2015/14023 Esas sayılı ilamları) göz önüne alındığında; taraflarca kararlaştırılan prime hak kazanma tarihinin davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarih olduğu açık ise de, davacı yanca dava tarihinden önce keşide edilen bir ihtarname ile davalı işverenin temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla, mahkemece temerrüt tarihinin, bahsi geçen personel taahhütnamelerinin 2/d maddesine istinaden 02.11.2012 tarihi olarak belirlenmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, temerrüt tarihine ilişkin olarak verilen karar hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç: Hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “temerrüt tarihi olan 02/11/2012” rakam ve sözcüklerinin karardan çıkartılmasına, yerine “dava tarihi olan 05/08/2015” ibaresinin konulmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.