YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29917
KARAR NO : 2020/2140
KARAR TARİHİ : 11.02.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-Karşı Davalı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili şirkette sürücü eğitmeni olarak çalışan davalı-karşı davacının şirkete ait eğitim aracıyla kusurlu olarak başka bir araca çarptığını şirket aracında 3.393.14 TL hasar meydana geldiğini, ayrıca araçta değer kaybı oluştuğunu beyanla 3.193.14 TL zararın davalı karşı davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalı şirketin zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığını beyanla asıl davanın reddini talep etmiş, karşı dava olarak ödenmeyen ücret alacakları ve kıdem tazminatı ile işverenin kendisinden tahsil ettiği 200.00 TL hasar bedelinin iadesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davalı-karşı davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı-karşı davacı karşı dava dilekçesinde şirket ile haftalık 40 saat ders vermesi karşılığında anlaştıklarını, davacı-karşı davalının müvekkiline hak ettiği ücreti ve kıdem tazminatını ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin 04.10.2013 işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmiş ise de; dosya içerisinde bulunan içeriğine ve imzaya karşı herhangi bir itiraz bulunmayan 30.09.2013 tarihli el yazılı istifa dilekçesinde “özel nedenler ile” istifa ettiğini açıklamıştır. Davalı-karşı davacı asil duruşma sırasında alınan beyanında istifa dilekçesi ve ibranamedeki yazı ve imzanın kendisine ait olduğunu, istifayı; alacaklarının biriktiğini, bunların tarafına ödeneceği ancak prosedür gereği yazmasını işverenin istediğini, kendisinin de yazıp imzaladığını, şirketin maddi durumunun bozulduğunu, alacaklarını ödeyemediğini, işten çıkması gerektiğini söylediğini, kendisinin üniversite mezunu olduğunu beyan etmiştir. Şu halde, fesih bildirimi ile bağlılık ilkesi nedeniyle istifa dilekçesinin baskı ile alındığı ortaya konmadığı müddetçe davacı bu dilekçede ileri sürdüğü fesih nedenleri ile bağlıdır. Dosya içeriğine göre, bu dilekçenin baskı ile alındığının iddia ve ispatı bulunmamaktadır. Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatlarına göre “ özel nedenler” e dayanılarak istifa halinde daha sonradan haklı bir fesih nedeninin ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi “özel nedenler ile”istifa da haklı bir fesih nedeni kabul edilmemektedir. Bu bakımından kıdem tazminatı talebinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı karşı davacı vekili dava dilekçesinde ücret alacağının ödenmediğinden bahsetmiş, şirkete gönderdiği ihtarnamede 10.08.2009-04.10.2013 döneminde çalıştığını ödenmeyen ücret alacakları bulunduğunu, 5 gün içerisinde ödenmesi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece davalı-karşı davacıya çalışma süresi boyunca hiç ücret ödenmediği gerekçesiyle asgari ücret üzerinden ücret alacağına hükmedilmiştir.
Ancak davalı karşı davacı tanığı olan dinlenen tanıklardan oğlu … babasının günlük ortalama 35-40 TL aldığını, “Babasının maaşını düzenli olarak alamadığını, 50-100 gibi aldığını söylediğini”yeğeni olan … ise “ dayısının sürekli ücretlerinin ödenmediğini, parça-parça verildiğini söylediği” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık beyanlarına karşı davalı-karşı davacı asilin beyanı alınmamış, her ay kendisine ne kadar ücret ödendiği ödenmeyen ne kadar ücret alacağı bulunduğu konusunda açıklama yaptırılmamıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının ücret alacaklarına ilişkin ay be ay ne kadar ödendiği ne kadar bakiye ücret alacağı bulunduğu konusunda davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.