Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/29891 E. 2020/2222 K. 11.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29891
KARAR NO : 2020/2222
KARAR TARİHİ : 11.02.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.01.2010-27.05.2013 tarihleri arasında kapıcı olarak çalıştığını, taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ve davalı işyerinde fazla mesai yaparak ve hafta tatillerinde de çalışarak görev yaptığını, ancak, yasal alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, hafta tatili alacağı, yıllık izin ücreti alacağı ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işyerinde yöneticiyi tehdit ettiğini ve işyerini terk ettiğini, asgari geçim indirimi uygulamasının ücretlilerin elde ettikleri kazançlardan kesilen gelir vergisini ilgilendirdiğini, bu kişilerin asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanmasının mümkün bulunmadığını, kapıcı olarak görev yapan davacının fazla mesai yaptığına dair iddiasının gerçek dışı olduğunu, zira kapıcıların diledikleri zaman yemek ve çay molası verdiğini, pazar günleri izinli olduğunu, hafta sonu tatilini kullandığını, yıllık izinlerinin tamamını kullandığını, tatil günleri çalışma yapması halinde karşılığı ücretin kendisine ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 19.02.2015 tarihli ilk bilirkişi raporunda, davacının, davalı site yönetimi nezdinde 01.10.2011-27.05.2013 tarihleri arasında çalıştığı ve hizmet süresinin buna göre 1 yıl 7 ay 26 gün olduğunun kabulü ile belirlenen bu hizmet süresi esas alınarak uyuşmazlık konusu alacaklar hesaplamıştır. Davacı vekilinin bu rapora karşı herhangi bir itirazı olmayıp, bila tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde raporu kabul ettiklerini, rapora karşı herhangi bir itirazlarının olmadığını beyan etmiş ve dava konusu alacak miktarları için anılan rapor doğrultusunda ıslah talebinde bulunulmuştur. Söz konusu bilirkişi raporuna davalı tarafın itirazı üzerine yeniden aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmış ve 02.11.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda, tarafların herhangi bir itirazı olmamasına rağmen davacının hizmet süresi yeniden belirlenmiş ve bu kez dosyaya sunulan banka kayıtları esas alınarak davacının davalı nezdinde 04.01.2010-27.05.2013 tarihleri arasında 3 yıl 4 ay 23 gün süre ile çalışmış olduğu kabul edilerek, davacının kabulünde olan ilk bilirkişi raporunda hesaplanmayan dönem için de işçilik alacakları yeniden hesaplanmıştır. Mahkemece bu ikinci bilirkişi raporu esas alınarak uyuşmazlık konusu alacaklar hüküm altına alınmış ve davacının fazlaya dair hakları saklı tutularak karar verilmiş ise de, davacı tarafın ilk bilirkişi raporuna bir itirazı olmadığı halde, hesaplamanın daha yüksek olduğu ikinci bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca bilirkişi ancak çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlarda görevlendirilmekte olup, münhasıran mahkemenin görev ve yetkisinde olan hukuki konularda görüş beyan etmesi isabetli görülmemiştir. Bu nedenle görevi sadece uyuşmazlık konusu alacakların hesaplanmasından ibaret olan bilirkişinin görev sınırını aşarak mahkemenin görevinde olan feshin haklı olup olmadığı husularında da mütalaada bulunması doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, tüm dosya kapsamı ve dosyadaki delil ve belgeler yeniden bir arada değerlendirilip ve davacı tarafından itiraz edilmeyen ilk bilirkişi rapor esas alınarak fazlaya dair hakları saklı tutulmaksızın bir karar verilmesidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.