Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/29883 E. 2018/26835 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29883
KARAR NO : 2018/26835
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde tatlı ustası olarak çalıştığını iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.10.2015 tarihli 2014/11226 esas, 2015/26718 sayılı ilamı ile fazla çalışma ve hafta tatili hesabının hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın bozulmasına, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece diğer talep konusu alacakların bozmaya konu olmadan kesinleştiği gerekçesiyle karara kesinleşme şerhi verilip, bozmaya konu fazla çalışma ve hafta tatili ücreti talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası Mahkemece karara Yargıtay 22. HD. Başkanlığının 06.10.2015 tarih ve 2014/11226 esas, 2015/26718 sayılı kararı ile hükmün fazla çalışma ve hafta tatili bölümleri dışında kalan bölümlerinin 06.10.2015 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verilip, bozma ilamına uyulmasına karar verilrek sadece bozmaya konu fazla çalışma ve hafta tatili alacakları hakkında hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında ilk karara kesinleşme şerhi verilip bozma sonrası hüküm oluşturulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.