Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/297 E. 2018/25230 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/297
KARAR NO : 2018/25230
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile kötüniyet tazminatına ilişkin alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı … vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı …’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kötüniyet tazminatını hak edip etmediği konusu diğer bir uyuşmazlık noktasıdır.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesi uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötü niyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
4857 sayılı Kanunda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması sebebine bağlı fesihler kötü niyete dayanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Mahkemece davacının kötüniyet tazminatına yönelik talebi gerekçe belirtilmeksizin kabul edilmiştir. Dosya kapsamına göre; Mahkemece öncelikle; yöntemince fesih tarihinde davalı işyerinde 30 işçi çalışıp çalışmadığı netleştirilerek, davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığı belirlenmeli, sonrasında ise davalı işverenin davacı işçiyi işten çıkartmasında kötüniyetli davrandığına ilişkin yukarıda yazılı esaslara uygun bir eylem ve bildirimde bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapılmalıdır. Yazılı şekilde Mahkemece araştırma yapılmadan feshin kötüniyetli yapıldığı kabul edilerek davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabul edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.