Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/29129 E. 2020/2137 K. 10.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29129
KARAR NO : 2020/2137
KARAR TARİHİ : 10.02.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-birleşen dava davalısı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve son iki aya ait ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Mahkemece gerekçeli kararda davacının toplam 42 gün izin hakkı bulunduğu ve söz konusu izinlerini de kullandığının sunulan belgelerden anlaşıldığı belirtilerek davacının yıllık izin ücretine hak kazanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen hüküm yerinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai olarak hesaplanan miktarın yıllık izin olarak hüküm altına alınması ayrıca gerekçede davacının ulusal bayram genel tatil ücretine hak kazandığı belirtilmesine rağmen hüküm yerinde ulusal bayram genel tatil ücretinin reddedilmesi ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal bayram genel tatil ücreti olarak tespit edilen miktarın da fazla mesai alacağı olarak hüküm altına alınması suretiyle gerekçe ile hüküm arasında ve ayrıca kararında kendi içerisinde çelişki yaratılmıştır. Açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Sonuç olarak, Mahkemece 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2 maddesine aykırı karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02. 2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.