Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/28949 E. 2017/2497 K. 20.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28949
KARAR NO : 2017/2497
KARAR TARİHİ : 20.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalılar tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, davacının başlangıçta temizlik görevlisi, muvainlik gibi işler yaptığı, son dönem ise bekçi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kanuni ara dinlenme sürelerinin dışlanmasından sonra davacının, tüm çalışma dönemi boyunca haftada üç saat fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinin yarısında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Ancak davacının bekçilik yaptığı dönemde, üç kişi vardiyalı olarak ve her bir vardiyada ara dinlenme süresi dışında sekiz saat çalıştığı anlaşılmaktadır. Kanuni ara dinlenme süresinin de dışlanmasından sonra, davacının bekçilik yaptığı dönemde, fazla mesai yapmadığı açıktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu husus vurgulanmış olmasına rağmen hesaplama sırasında dikkate alınmamış olması hatalıdır.
Bu durumda, fazla mesai ücreti alacağı davacının bekçi olarak çalıştığı dönem dışlanarak hesaplanmalıdır. Anılan dönemde, üç kişi vardiyalı olarak çalışmış olması nedeni ile genel tatil günlerinin de 1/3’ünde çalıştığı kabul edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.02.2017 günü oybirliği ile karar verildi.