Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/27986 E. 2020/1583 K. 04.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/27986
KARAR NO : 2020/1583
KARAR TARİHİ : 04.02.2020

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17.06.1994 yılında davalı … Başkanlığında işe başladığını, 31.07.2000 yılına kadar çalışıp daha sonra ayrıldığını, 17.04.2009 yılında tekrar davalı çalışmaya başladığını ve 13.06.2014 tarihine kadar çalışmaya devam ettiğini, 1994 yılından 2014 yılına kadar davalı işveren bünyesinde çeşitli alacaklara hak kazandığını, … Belediye Başkanlığının hizmet alım yöntemiyle işlerin bir kısmını diğer davalı şirkete verdiğini, davacının 25.02.2014 tarihinden 13.06.2014 tarihine kadar asıl işveren olan Mutki Belediye Başkanlığına ait işyerinde bu şirket bünyesinde çalıştığını, ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, bayram ve genel tatil ücret alacağı, hafta sonu tatil alacağı, fazla mesai alacağı ile ödenmemiş ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği hak ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia edilmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacı hakkında işe mazeretsiz olarak gelmemesi nedeniyle tutanak tutulduğunu ve sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … Taahhüt Eğitim Bilgisayar Sağ. Turz. Temz. Nak. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yerel seçimler sonrasında işleri aksatmaya başladığını ve defalarca uyarılmasına rağmen işe gelmediğini veya işi savsaklamaya çalıştığını, hakkında tutulan tutanaklarda da işe gelmediğinin tespit edildiğini, kendisine ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnamelere cevap vermediği gibi işini ihmal etmeye devam ettiğini, iddialarının hiçbir yasal dayanağının olmadığını, müvekkili şirket bünyesinde çalıştığı dönemlere ilişkin olarak tüm maaşlarının ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz Başvurusu:
Karar, süresi içerisinde davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre hükmü temyiz eden tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, davacının davalı belediyeye ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının uyuşmazlık konusu dönmede toplu iş sözleşmesinin tarafı Belediyenin çalışanı olmayıp değişen alt işveren şirketlerin işçisi olarak çalıştığı görülmektedir. Taraflarca davalı … ile davacının kayden işvereni görünen alt işveren şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu ve bu bağlamda hizmet alımı sözleşmelerinin geçerli olarak yapılmadığı konusunda herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi, bu kapsamda davacının asıl işveren davalı belediyenin işçisi sayılması gerektiği konusunda bir kararın da dosya içeriğinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının ilgili dönem toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan ve sosyal yardımlardan yararlanması mümkün değildir. Belirtilen sebeplerle; toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Belediye çalışanı olmayan bir işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanabileceğinin kabulü ile sonuca gidilmesi isabetli değildir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir başka uyuşmazlık konusu da davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasındadır. İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
A. İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,
1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler,
2. Sermayesi değişen kurumlar,
3. Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
4. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
5. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,3460 sayılı Kanun bugün itibari ile yürürlükte olan bir kanun değildir. 3659 sayılı Kanun ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Kanun’un 1. maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.Yukarıda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır.5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.04.07.1956 tarih 6772 sayılı Kanun’a 2448 sayılı Kanun ile eklenen 6772/Ek-l maddesi ile ilave tediyelerin toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılması halinde buna sınır getirilmiş ve “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda Toplu İş Sözleşmesi ile yukarıda belirtilen kurumlarda çalışan işçilere en çok iki ay daha ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırılabileceği, bu miktar üzerinde ödeme yapılacağı şeklindeki düzenlemenin yasal sınırı aşan miktarda geçersiz olacağını kabul etmek gerekir.Açıklanan yasal düzenlemeler ve tüm dosya içeriğine göre; davacının davalı Belediyenin kadrolu çalışanı olmadığı, mahkemece davalı … ile davacının nezdinde çalıştığı şirketler arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabul edilmesi karşısında, dava konusu ilave tediye alacağının kabulü isabetli olmamıştır. Mahkemece ilave tediye alacağının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemenin, davalı … Belediyesinin asıl işveren, davalı Mefa Taahhüt Eğitim Bilgisayar Sağ. Turz. Temz. Nak. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin devralan son alt işveren, diğer dava dışı firmaların ise değişen/devreden alt işverenler olduğu, dava dışı değişen/devreden alt işverenler nezdinde davacının çalışmasının kesintisiz bir şekilde devam ettiği konusundaki kabulü isabetlidir. Ancak kıdem tazminatı alacağından son alt işveren şirketin de asıl işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı esası göz ardı edilerek sadece davalı Belediyenin sorumlu tutularak hüküm tesisi doğru değildir.Somut uyuşmazlıkta davalı şirket son alt işveren olup, kıdem tazminatı alacağının tamamından diğer davalı kurum ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek, davalı kurumun rücu hakkını ihlal eder şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.