Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/2727 E. 2019/128 K. 08.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2727
KARAR NO : 2019/128
KARAR TARİHİ : 08.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 26/07/2003-20/09/2014 tarihleri arasında davalı şirkette postabaşı olarak çalıştığını, 13/09/2014 tarihinde haklı neden olmaksızın iş akdine son verildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin disiplin kurulu kararı ile haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı noktasında uyuşmazlık mevcuttur.
Davacı vekili, davacı müvekkilinin olay günü ağır bir gribal enfeksiyon geçirdiğini, bu nedenle vardiya amiriyle görüşüp eve gitmek için izin istediğini, davacı tek olarak çalıştığından vardiya amirinin müvekkilini göndermek istemeyip bir süre fırın kontrol odasında dinlenmesini söylediğini, bunun üzerine davacı söylenen yerde dinlenirken fotoğraflarının çekildiğini, oysa davacının kendi yerine … isimli işçiyi bırakmak suretiyle işin aksamasına fırsat vermediğini, buna karşın davacının disiplin kuruluna gönderilerek iş akdinin feshedildiğini iddia etmiştir.
Davalı vekili ise; davacının iş akdinin 20/09/2014 tarihli fesih bildirimi ile yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisinde hatırlatılmasına rağmen yapmaması, görev başında uyuması nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, davacının 06/09/2014 tarihinde saat: 24:00-08:00 vardiyasında çalışmakta iken saat: 02:40 sularında görev başında uyuduğunun tespit edildiğini, bu hususun vardiya amiri tarafından fotoğraflanıp tutanak altına alındığını, disiplin kuruluna intikal ettiğini, davacının posta başı olarak görev yaptığından yapmakla yükümlü olduğu görev gereği sürekli takipte kalması gerekirken görev başında uyumasının kabul edilir bir davranış olmayıp iş güvenliğini tehlikeye soktuğunu, davacının daha öncede bir kaç kez amirleri tarafından görevi başında uyurken yakalandığını, kendisinin bir çok kez uyarıldığını, ancak davacının uyarıları dikkate almadığını, bu nedenle davacının uyurken fotoğraflarının çekildiğini, disiplin kurulunda davacı, vardiya amiri ve … isimli işçinin dinlendiğini, davacının yazılı savunmasının alındığını, yapılan görüşme sonucunda davacının iş akdinin feshedildiğini, davacının iş akdinin haklı olarak feshedildiğinden ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının ağır grip geçirdiğinden vardiya amirinden izin alarak dinlendiği hususunun gerçek dışı olduğunu, davacının bu durumu disiplin kurulunda dile getirmediğini, davacının vardiya amirine rahatsız olduğuna dair herhangi bir bildirimde bulunmadığını, davacının disiplin kurulu toplantısında aldığı ilacın etkisiyle uyuduğunu söylemesine karşılık ilacın adını hatırlayamadığını, reçete olmadan ağrı kesici kullandığını, vardiya amirine söylemiş olsaydı doktora göndereceğini söylediğini, …’ın da kendisinin davacının yerine görevlendirildiğine ilişkin bir ifadeden bahsetmediğini, … isimli işçinin kendisini vardiya amirinin arayarak davacının uyuduğunu ve uyandırmasını istediğini söylediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından davalı savunmalarına itibar edilerek; davacının olay tarihinde rahatsız olduğunu, kullandığı ilacın kendisinin uykusunu getirdiğini, uykusunun gelmesi sebebiyle vardiya amirinden izin alarak vardiya amirinin bilgisi dahilinde işini bir başka arkadaşına devrettiğini ileri sürmüş ise de, davacının olay günü rahatsızlığının bulunduğuna dair aynı veya yakın tarihli tıbbi evrak bulunmadığı, rahatsızlığı nedeniyle dinlenmek için vardiya amirinden izin istediği hususunun da ispat edilemediği, bisküvi fırınları bölümünde postabaşı olarak görev yapan davalının, görev tanımına göre iş akışını ve fırının sıcaklığını kontrol etmek ve denetlemek görevinin bulunduğu, çalıştığı vardiyanın bisküvi fırınları bölümü ile ilgili kısım bakımından yetkili kişi olduğu, işveren tarafından fesihte iş sağlığı ve güvenliğinin tehlikeye girmesinin de gerekçe gösterildiği, bu durumda davacının iş akdinin feshedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada yer alan deliller incelendiğinde; davacı tanığı …’ın; ”davacı bana o gün hasta olduğunu, etrafa bakmamı söyledi, davacı benim çalıştığım bölümün sorumlusuydu, kendisi hasta olması nedeniyle benden çekilen malların eksik olmaması için göz kulak olmamı istedi” ve ” davacının bana hasta olduğunu söylediğini, etrafa göz kulak olmamı benden istediğini disiplin kuruldaki ifademde de belirtmiştim, fakat tutanağa geçip geçmediğini de bilemiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tarafça Mahkemeye sunulan disiplin kurulu kararı eklerinde bu tanığın ifadesine rastlanmamıştır. Nitekim tanık …, davalı işveren tanığı ve vardiya amiri olan …’ın davacı aleyhine tutmuş olduğu tutanağı da imzalamamıştır. Davacı tanığı … mahkemede ifade verdiği tarihte halen davalı işyerinde çalışmakta olup,davalı işveren ile husumetli olmadığı da anlaşılmaktadır.
Davalı tanığı vardiya amiri olan … daha önce de davacıyı uyurken gördüğünü ve uyardığını beyan etmiş ise de, dosyaya bu durumu teyit eden başkaca bir delil de sunulamamıştır.
Bu belirlemelere göre ise; davacının her ne kadar işyerindeki konumu gereği fırınların kontrolü ve iş güvenliğinden sorumlu kişi olduğu belirtilmiş ise de, yaklaşık 12 yıldır işyerinde çalışan davacının görevini sürekli aynı gerekçeyle ihlal ettiğine dair somut deliller dosyaya sunulamadığından, davacının eylemi iş akdinin geçerli nedene dayalı olarak fesih sebebini teşkil etmekteyse de, haklı fesih ağırlığına ulaşmadığı anlaşılmakla, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki değerlendirme ile reddine karar verilmesi isabetli bulunmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.