Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/2453 E. 2019/10 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2453
KARAR NO : 2019/10
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek iş yerinden ayrıldığını, fazla çalışma yıllık ve resmi tatil ücretleri ile sosyal haklarını aldığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda davacının dava dilekçesindeki talepleri ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Savunma hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmünde de, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, duruşmanın 25/03/2015 tarihli celsesine, mazeret bildirerek katılmamıştır. Aynı celsede hazır bulunan davacı asil ise vekilinin mazeretine bir diyeceğinin bulunmadığını beyanla mazeretin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin mazereti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden aynı celse davanın karara bağlanması hatalıdır. Ayrıca davacı vekilince 24.03.2015 tarihinde ıslah talebinde bulunularak ıslah harcının yatırıldığı ancak Mahkemece davacı vekilinin ıslah talebinin sehven gözden kaçırıldığının belirtildiği ve bu talep dikkate alınmadan karar verildiği görülmekle Mahkemece ilgili ıslah talebinin dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi de hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.