Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/2447 E. 2016/2808 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2447
KARAR NO : 2016/2808
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, tüzüğün 10. maddesi gereği alacağın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın görevsizlik yönünden reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ve davacı duruşma isteğinde bulunmuş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan … bünyesinde gazeteci olarak çalıştığını ve emekli olarak işten ayrıldığını, … Vakfı üyesi olduğunu, Sandık Tüzüğü’nün 10. maddesi gereğince birikmiş alacağının emeklilik tarihinde emeklilik şartlarına göre ödenmesi gerektiğini ancak tamamının ödenmediğini belirterek anılan alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalı … Türk Medeni Kanunu 73. maddesi gereğince ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu, davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusunun sandık alacağına ilişkin olduğu, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan bir alacak bulunmadığı gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanun’a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Dosya içeriğine göre davacı, davalılardan …bünyesinde gazeteci olarak çalıştığını ve … Vakfının üyesi olduğunu, emeklilik tarihinde Sandık Tüzüğünün 10. maddesi gereğince ödenmesi gereken alacağın bir kısmının … tarafından ödendiğini belirterek ödenmeyen kısmın davalılardan müştereken tahsilini talep etmiştir. Davalı sandığın başlıca gelirinin …’de çalışan işçilerden kesilen sandık aidatı olduğu, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 54. maddesi gereğince çalışanların ücretlerinden kesilen sandık aidatının iç içe yönetim nedeni ile ajans tarafından kullanıldığı, sözkonusu sandık alacağının ödenememesinden davalıların bu nedenle müştereken sorumlu olduğu iddia edilmiştir. Bu durumda, iş sözleşmesi ilişkisine dayanılarak … karşı açılan davada iş mahkemeleri görevlidir. Davalı … Yardım Sandığı Vakfı ile davacı arasında sandık tüzüğünün uygulanmasından doğan davaya bakma görevi ise genel mahkemelere aittir. Ancak ihtiyari dava arkadaşı durumundaki davalılardan biri (veya birkaçı) hakkındaki dava, genel mahkemenin, diğeri (veya diğerleri) hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa davaların aynı dava dilekçesi ile özel mahkemede açılması gerekmektedir. Anılan sebeple, davalılardan ….’ye yöneltilen davaya bakmakla iş mahkemesi görevli olduğundan, diğer davalı hakkında açılan davanın da iş mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. İşin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.