Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/2287 E. 2019/68 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2287
KARAR NO : 2019/68
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili 26.12.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının Aralık 2003-Kasım 2012 tarihleri arasında davalı kurumda “işçi” statüsünde çalıştığını, davacıya 6772 sayılı devlet ve ona bağlı müesseselerde çalışan işçilere ilave tediye yapılması ve 6452 sayılı kanunla 6212 sayılı kanunun 2. maddesinin kaldırılması hakkındaki kanunun 1. ve 3. maddesi kapsamında doğan ilave tediye alacaklarının ödenmediğini belirterek ilave tediye alacaklarının ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, kanuni süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davalı … Kurumunun 6772 yasa kapsamında tediye ödemekle yükümlü kamu kurumu olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması hakkındaki kanun ile düzenlenmiştir. Kanun 1. maddesinde devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
A. İşveren kapsamı yönünden devlete ve ona bağlı olmak üzere,
Genel, Katma ve Özel bütçeli daireler,
Sermayesi değişen kurumlar,
Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar, Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
3460 ve 3659 sayılı kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi devlet kuruluşları,
Yukarıda belirtilenlerden olmayan diğer kurum, banka ve ortaklıklar olarak yasada açıkça belirtilmiştir.
3460 sayılı yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı yasa ise, banka ve devlet kurumlarmda çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu yasanın 1. maddesinde, kapsama giren kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Bu kapsamda yukarda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de kanun kapsamına alınmıştır. Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunumun merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumlan ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarmda çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Sonuç itibari ile kapsam bakımından, devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
B. İşçi yönünden kapsama gelince:
İş Kanunu kapsamına girsin girmesin, yukarda belirtilen devlet ve ona bağlı kurumlarda İş Kanunumun 1. maddesindeki tanıma göre işçi sayılan herkes bu alacaktan yararlanacaktır. Kanun, 4857 ve mülga 1475 sayılı İş Kanunu’ndan önceki İş Kanunu’na atıfta bulunmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu işçi tanımına 2. madde de yer vermiştir. Buna göre “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi’’ denir. O halde bir iş sözleşmesine dayanarak, yukarda belirtilen kurumlarda çalışan her işçiye ilave tediye ödemesinin yapılması gerekir.
C. Ödenecek ücret yönünde kapsam:
Maddenin son cümlesinde yukarda belirtilen işyerlerinde çalışan işçilere ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık ücret tutarında ilave tediye ücreti ödeneceği belirtilmiştir. Devlet ve ona bağlı maden işletmelerinin yeraltında çalışan işçilere, ayrıca bir aylık ödeme dışında birer aylık daha ödemenin yapılacağı Kanun’un 2. maddesinde açıklanmıştır.
Kanun’un 3. maddesinde, işçilere her yıl için birer aylık (yeraltında çalışan işçilere her yıl için ikişer aylık) ilave tediye dışında, birer aylık ücret istihkaklarını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile aynı oranda bir ilave tediye ödemesi yapılabileceği belirtilmiştir.
Keza kanunun Ek 1. maddesi ile ilave tediyelerin Toplu İş Sözleşmesi ile kararlaştırılması halinde buna sınır getirilmiş ve “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Toplu iş sözleşmesi ile yukarıda belirtilen kurumlarda çalışan işçilere en çok iki ay daha ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırılabileceği, bu miktar üzerinde ödeme yapılacağı şeklindeki düzenlemenin yasal sınırı aşan miktarda geçersiz olacağını kabul etmek gerekir.
Kanun, kapsam içinde olmayan ancak toplu iş sözleşmesi uygulanacak işyerleri içinde ek 2. madde ile bir sınırlama getirmiş ve kapsamda kalmayan işyerlerinde Toplu İş Sözleşmeleri ile en çok 4 aylık, yeraltındaki işyerlerin de ise en çok 5 aylık ilave tediye oranında ücret ödeneceği kuralına yer vermiştir. Ancak bu tür işyerlerinde Toplu İş Sözleşmesi ile kararlaştırılan bu tür ödemeleri ilave tediye olarak değil, akdi ikramiye olarak kabul etmek yerinde olacaktır.
Kanun’un 4. maddesine göre, ilave tediye alacağının ödeme zamanını, Bakanlar Kurulu belirler. Bakanlar Kurulunun kararı ile ilave tediye alacağı muaccel hale gelir. Ödeme zamanı belli taraflarca kararlaştırmadığından, Borçlar Kanunu 101. maddesi uyarınca, temerrüt için alacaklının ihtarına gerek vardır. İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekir.
Aynı madde de ilave tediye alacağının nasıl hesaplanacağı ve kesinti yapılıp yapılmayacağı belirtilmiştir. Buna göre aylık olarak bu alacağın hesaplanmasında, fazla mesai, evlilik, çacuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete dahil olan ödemeler dikkate alınmaz. Bu düzenleme nedeni ile ilave tediye alacağının bir ay için 26 gün üzerinden hesaplanması gerekir.
İlave tediye alacağından sigorta primleri kesilmez. Ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giıen 5510 sayılı yasanın 80/c ve 105. maddeleri uyarınca ücretin eki niteliğindeki bu ödeme,
01.10.2008 tarihinden itibaren sigorta prim kesintisine tabidir.
İlave tediye alacağı, ödeme tarihinde işçinin işinden ayrılmış olup olmadığına bakılmaksızın hak edilen yıl içinde o yerde veya aynı idare, teşekkül ve müesseseye ait muhtelif yerlerde geçmiş olan hizmetlerinin toplamı oranında ve son çalıştığı yerde ödenir. İşçi tam yıl çalışmamış ise, ilave tediye o yıl için kıstelyevm esasına göre hesaplanıp ödenecektir.
İşçinin ilave tediye alacağına, esas olacak çalışma süresinin hesaplanmasında iş sözleşmesinin devamı müddetine rastlayan yasal ve idari izinler, hastalık izinleri, hafta tatili ile ulusal, bayram ve genel tatil günleri, çalışılmış gibi hesaba katılır.
6772 sayılı Kanun Ek 1. Maddesine göre “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir.” Ek Madde 2″ye göre ise “6772 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir.” hükmü getirilmiştir. Davalı işyeri 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığından, davacıya yılda dört tam maaş tutarında ikramiye verilmesi mümkün değildir. Davacıya 6772 sayılı Kanun gereği elli iki günlük ve toplu iş sözleşmesi gereği de en fazla iki maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda yüzoniki günlük ikramiye ödenmesi gerekir.
4634 sayılı kanun, 19/4/2001 tarihinde resmi gazetede yayımlanmış ve kanunun 1. maddesinde; “ Bu kanunun amacı, yurt içi talebin yurt içi üretimle karşılanmasına ve gerektiğinde ihracata yönelik olarak Türkiye’de … rejimini, … üretimindeki usul ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve yöntemlerini düzenlemek” olduğu belirtilmiştir.
… Kurumu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; 4634 sayılı … Kanunu ve ilgili diğer mevzuatın uygulanmasını sağlamak, uygulamayı denetlemek ve sonuçlandırmak, Kanunda verilen yetkiler çerçevesinde düzenlemeler yapmak ve Kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak maksadıyla kurulan … Kurumunun; kuruluş, görev, çalışma usul ve esaslarını belirlemektir. 5. maddesinde ise, … Kurumu, Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere Kanunla kurulmuş kamu tüzel kişiliğidir. Kurum; … Kurulu ve hizmet birimlerinden oluşur. Kurum, … Kurulu tarafından yönetilir. Kurumun merkezi …’dadır. Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Sanayi ve Ticaret Bakanlığıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı TC … Kurumunun, 6772 Sayılı Yasanın kapsamı bakımından. Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişisi olduğunun ve iş sözleşmesi ile çalışanlara ve dolayısıyla davacıya uygulanması gerektiğinin kabulü gerekmektedir. Ancak 19.04.2001 tarih ve 24378 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4634 sayılı … Kanunu ile kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurulan … Kurumu, 24.12.2017 tarihli Resmi Gazete”de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle, kapatılarak görevleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na devredilmiş olup. Bakanlık Makamının 28.12.2017 tarihli ve 13805938-010.07.01 (020)-3347347 sayılı Olur’larına istinaden 4634 sayılı … Kanununda belirtilen görevler Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Mahkemece, davalının devredildiği kurum dikkate alınarak, husumetin devralan kuruma yöneltilmesi için davacı vekiline süre verilmeli, davalı kurumun borçlarından sorumlu olan kurum davaya dahil edildikten sonra, davalı kurumun tediye ödemekle yükümlü kamu kurumu olduğu kabul edilerek, davacının ilave tediye alacakları hüküm altına alınmalıdır. Belirtilen yön gözetilmeksizin, davalı kurumun 6772 sayılı yasa kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.