Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/2274 E. 2019/106 K. 08.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2274
KARAR NO : 2019/106
KARAR TARİHİ : 08.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının aylık ücret miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
Dava dilekçesinde, davacının yurt içindeki ofis çalışmasında son ücretinin 1.906,00 TL olduğu; yurt içindeki şantiyelerde çalıştığı dönemde aylık ücretinin, ofis çalışmasındaki aylık ücret tutarına göre yüzde elli oranında artırılarak belirlendiği, yurt dışındaki çalışmasında ise aylık ücret tutarının yüzde yüz oranında artırılarak belirlendiği iddia edilmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ise, dava dilekçesinde “1.906,00 TL” şeklindeki yazımın maddi hataya dayalı olduğu belirtilerek, “1.906,00 TL” miktarı, “1.969,00 TL” şeklinde düzeltmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının ücret bordrosuna göre son aylık ücret tutarı net 1.969,00 TL ise de, dava dilekçesinde yazılı “1.906,00 TL” miktarı ile bağlı kalınması gerektiği kabul edilerek, son aylık ücret tutarının net 1.906,00 TL olduğu esas alınmıştır. Ne var ki, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı vekili, dava dilekçesindeki “1.906,00 TL” şeklindeki yazımı “1.969,00 TL” şeklinde düzeltmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “maddi hataların düzeltilmesi” başlıklı 183. maddesinde “Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir” hükmü bulunmaktadır. Bu itibarla, dava dilekçesinde gösterilen “1.906,00 TL” miktarının, bilahare “1.969,00 TL” şeklinde düzeltildiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
Ayrıca, davacının bir diğer iddiası, yurt içindeki şantiye çalışması döneminde ve yurt dışındaki çalışma döneminde, aylık ücretin ofis çalışmasına göre daha yüksek tutarda (yurt içindeki şantiye çalışmasında yüzde elli artırılarak, yurt dışında ise yüzde yüz artırılarak) belirlendiğine ilişkindir. Mahkemece, dava dilekçesindeki söz konusu iddia bakımından, deliller tartışılmayarak herhangi bir değerlendirme yapılmamış; varılan sonuçta hangi delillere neden üstünlük tanındığı açıklanmamış, kısacası karar gerekçesine yer verilmemiştir. Bu durum, Anayasanın 141. maddesi ve 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesi amir hükümlerine aykırıdır. Anılan sebeple, bahsi geçen iddia karşısında, emsal ücret araştırması yapıldıktan sonra dosya kapsamındaki deliller birarada ve gerekçeli olacak şekilde değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
3-Kabule göre de, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda talepten daha fazla tutarda hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, söz konusu rapora itibar edilmesine göre, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine yönelik taleplerde, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması yerine, fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde hüküm sonucu tesis edilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm altına alınan, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının net mi brüt mü olduğunun hüküm sonucunda gösterilmemesi, infazda tereddüte yol açacak nitelikte olduğundan hatalıdır.
Davalının kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi bir diğer hatalı yöndür.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.