Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1824 E. 2018/26981 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1824
KARAR NO : 2018/26981
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiğini beyan ederek ödenmeyen kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Savunmasının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ettiğini, kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini istifa ederek haklı nedenle sona erdirdiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz:
Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin haricindeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında davacının iş akdinin sona erme şekli konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu’nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı 04.03.2013 tarihli istifa dilekçesinde “ … kendi özel işlerimden dolayı 19.03.2012 tarihinde işten ayrılacağım, bilgilerinize arz ederim. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının ücret, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarını işverenden talep etmesi ve söz konusu alacakların işveren tarafından ödenmemesi nedeniyle istifa ederek iş akdini feshettiği gerekçesiyle, davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücret alacağına ilişkin taleplerinin kabulüne dair karar verilmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesinde iş sözleşmesini ikale yoluyla sona erdirdiğine, istifa dilekçesinde ise özel işlerinden dolayı istifa ettiğine dair beyanının bulunduğu, buna karşın istifa dilekçesinin davacının iradesinin fesada uğratılarak düzenlendiğinin iddia edilmediği, davacının ödenmeyen ücret alacağının da bulunmadığı, dolayısıyla dosyada bulunan istifa dilekçesi, davacı ve davalı beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının kendi iradesi ile haklı bir neden olmaksızın iş akdini feshettiği anlaşıldığından, kıdem tazminatına yönelik alacağının reddi yerine, yazılı şekilde kabulü hatalı olmuştur.
Kabule göre de; Mahkemece davacının ödenmeyen ücret alacaklarına yönelik talebinin reddine dair hüküm kurulmasına rağmen, gerekçede davacının iş akdini ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi