YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17812
KARAR NO : 2016/20520
KARAR TARİHİ : 22.09.2016
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalılara ait …. plakalı minibüste 27.01.2009-28.02.2011 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, husumet ve görev itirazında bulunarak ve davacının 4857 sayılı İş Kanunu’nun tabi çalışması bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, 5362 sayılı Kanunun 3. maddesine göre bir kişinin esnaf kabul edilebilmesinin en önemli koşulunun, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayanması olduğu, dosya kapsamına göre davalıların dava konusu dolmuşu bizzat çalıştırmadıkları ve bu aracı kiraladıkları bu itibarla, davalıların ekonomik faaliyetlerinin sadece sermayeye dayalı olduğu, bu nedenle 4362 sayılı Kanun kapsamında esnaf ve sanatkar olarak kabul edilemeyeceği, davaya konu iş yeri minibüsün iş kanuna tabi olmadığı ve bu davanın görülmesinde iş mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, taraf beyanlarından, tanık anlatımlarından ve tüm dosya kapsamından davalıların işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabı olmadıklarının, başka bir anlatımla 34 M 0853 plakalı ticari minibüste hiçbir zaman şoför olarak çalışmadıklarının ve ticari araçta fiilen çalışmayan davalının da esnaf statüsünde olmadığının anlaşıldığı, bu durumda; davacının çalışmalarının 4857 sayılı Kanun kapsamında olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, görev hususu incelenirken davacının davalıların işçisi olmadığı, dava dışı …isimli kişinin işçisi olduğu ve davalılar ile davacının hukuki ilişkisinin işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında öncelikle çözülmesi gereken uyuşmazlık davacı tarafından husumetin doğru davalıya yöneltilip yöneltilmediğidir.
Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya kanundan doğabilir.
Bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın gerçek borçlusundan başka bir kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil, davalının davalı sıfatına sahip olmadığından dolayı reddedilir.(Hukuk Muhakemeleri Usulü, Prof. Dr. Baki Kuru, I. Cilt, s. 1159)
Taraf sıfatı dava şartı değildir. Ancak taraf sıfatı itiraz niteliğinde olduğundan hakim diğer itirazlar gibi dosyadan anlaşılabildiği sürece resen dikkate alır.(Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, I. Cilt, s. 1195; Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez-Prof.Dr.Oğuz Atalay-Prof.Dr.Muhammet Özekes Medeni Usul Hukuku Temel Bilgiler , s. 214)
Somut olayda; mahkemece davacı ile davalılar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı ve davacının, çalıştığı minibüsü davalılardan kiralayan dava dışı … isimli kişinin işçisi olduğunun tespitinde dosya kapsamı ile bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak işçilik alacaklarından kaynaklı olarak açılan somut davada, davalılarla davacı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmaması sebebi ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Davacının yaptığı iş söz önünde bulundurulduğunda, işvereninin Mehmet Öcal olduğunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda, davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.