Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/17798 E. 2019/14929 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17798
KARAR NO : 2019/14929
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının ve haksız kesinti bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Somut olayda; davacı taraf işten çıkarıldığı tarih itibariyle aylık 900,00 TL ücret aldığını iddia ederken davalı DSİ Genel Müdürlüğü ise davacının son maaşının net 887,00 TL olduğunu savunmuştur. Davacı tanıkları ise davacının en son 900,00 TL ve 930,00 TL net ücret aldığını beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarının davacının ücreti konusunda herhangi bir miktar beyan etmedikleri görülmektedir. Dosyaya ibraz edilen kök bilirkişi raporunda, temel ücret olarak asgari ücret kabul edilmiştir. Ancak, bilirkişi tarafından davacının ücreti yönünden fesih tarihi itibariyle (temel ücret) asgari ücret brüt 1.071,00 TL olarak esas alınmak suretiyle hataya düşülmüştür. Fesih tarihinde (08.07.2013) asgari ücret brüt 1.021,50 TL’dır. Bu nedenle, temel ücret brüt 1.021,50 TL esas alınarak yapılacak hesaplamaya göre talep edilen alacaklar değerlendirilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür.
Somut olayda, davacı taraf 2012 yılına ait yıllık izninin tam olarak kullandırılmadığı gibi yıllık izin alacağının da ödenmediğini iddia etmiştir. Davacı asilin yargılama esnasında 12.04.2016 tarihli duruşmada, 2011 ve 2012 yıllarında 5’er günlük yıllık izinleri kullandığını, bunun haricindeki yıllık izinlerini kullanmadığını beyan ettiği görülmektedir. Davacının yıllık izin ücreti alacağı, 3 yıl karşılığı 42 gün üzerinden davacının beyanına göre 10 günlük izin mahsup edilerek hesaplanan miktar olarak kabul edilmiştir. Ancak, dava dilekçesinde davacının 2012 yılına ait izninin tam olarak kullandırılmadığını iddia ederken başkaca bir beyanı ve talebi olmamıştır. Bu durumda, davacının dava dilekçesindeki 2012 yılına ilişkin talebi ve duruşmadaki 2012 yılına ilişkin 5 günlük izin kullanıldığına dair beyanı dikkate alınarak yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması gerekir.
Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden RE. DA. PA Tur. Reklam Dağıtım Paz. Turizm Nakliye İnş. Mak. Taah. Tic. Ltd. Şti. ‘ye iadesine, 03.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

FA