Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1696 E. 2018/26896 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1696
KARAR NO : 2018/26896
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı …’e ait dinlenme tesisinde aşçı olarak çalıştığını, davacının çift vardiya sistemi ile her gün 12 saat çalıştığını, davacının son net ücretinin 1.100,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından 18.02.2013 tarihinde haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında taraf teşkili noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde davalı …’e ait dinlenme tesisinde çalıştığını ileri sürerek, işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak yargılama sırasında sunduğu dilekçe ile davacının o tarihi kadar …’i işveren olarak bildiğini, emirleri ondan aldığını, o bölgede bulunanların da … Dinlenme Tesisinin …’e ait olduğunu bildiğini, bu sebeple davanın bu kişiye yöneltildiğini, ancak davacı kesintisiz olarak aynı yerde çalışmasına rağmen gelen SGK kayıtlarına göre kayden beş ayrı işverenin yanında çalışmasının göründüğünü, davacının … Ltd. Şti. ve …’e ait işyerlerinde çalışmasının kaydına rastlandığını, bu kişilerin veya şirket ortaklarının yakın akraba olduğunu, aralarında muvazaalı bir şekilde işyeri devri bulunduğunu, davacının giriş çıkış yapmış gibi gösterilmesine rağmen aslında hiç işten ayrılmadığını, belgelerin hiçbirisinde imzasının bulunmadığını, davacının bu işlemler sırasında tazminat vs. almadığını, bu itibarla halefiyet ilkesi gereğince davasını muvazaalı olarak işyerini devralan ve iş sözleşmesini haksız yere fesheden son işveren olarak …’e yöneltmesi gerekirken belirtilen sebeplerden ötürü … aleyhine açtığını, bu durumun husumette kabul edilebilir bir yanılgı olarak kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece davacının talebi doğrultusunda HMK’nın 124. maddesi doğrultusunda değerlendirme yapılarak, davacının davayı …’e yöneltmesi husumette kabul edilebilir bir yanılgı olarak görülmüş olup, davanın dava dışı …’e teşmili suretiyle yargılama yapılarak karar hüküm kurulmuştur. Ne var ki, Mahkemece gerçek işverenin kim olduğu konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacının dilekçesinde de açıkça bildirdiği gibi, davacının emir ve talimatları aldığını bildirdiği işveren … olup, kayden son işveren olarak görünen kişi de …’tir. Davacı tanıkları beyanlarında, işveren olarak …’i bildiklerini beyan etmiştir. Davalı …, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını şahsına ait dinlenme tesisi veya işletmesi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; HMK madda 124 gereği davalı olarak davaya dahil edilen … ise kendisinin işveren olmadığının, dinlenme tesisinin kayıtlar üzerinde adına kaydedilmesi konusunda Vergi Dairesi Müdürlüğü ile Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu ifade etmiştir. Mahkemece bu yönlerden herhangi bir araştırma yapılmadan ve gerçek işveren belirlenmeden gerek taraf teşkili, gerekse HMK 124 bağlamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2-Kabule göre de, dosyadaki belgelere göre davacının kayden beş ayrı işveren yanında çalıştığı görülmekte olup, mahkemece kayıtlarda son işveren olarak görünen …’in davacının tüm çalışmasından sorumlu olduğuna karar verilmiştir. Dosyada dava dışı işverenler ile son işverene ait işe giriş bildirgesi, işten ayrılış bildirgesi, işyeri tescil bilgileri, dönem bordroları gibi SGK kayıtları ile Ticaret Sicil kayıtları bulunmamaktadır. Mahkemece davalı … ile önceki işverenler arasındaki bağ ortaya konulmadan ve davalı …’in sorumluluğunun hukuki dayanağı açıklanmadan tüm alacaklardan son işveren olarak …’in sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir.
3-Ayrıca, bilirkişi raporu ile ıslah dilekçesinin davalı …’e tebliğ edilmediği anlaşılmakta olup, bu husus da ayrı bir bozma sebebidir
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.