Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1612 E. 2018/26948 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1612
KARAR NO : 2018/26948
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan …Dağıtım A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin … ili Merkez ilçesi …Dağıtım A.Ş. bünyesinde 2007 yılında işe başladığını, fiili çalışma sahasının …Dağıtım A.Ş. olduğunu ancak sigorta primlerinin ve maaşının alt işverenler …. İnş. Med. Sos. Hiz. Ltd. Şti, … İnş Ltd. Şti, … İnş. San. Ltd. Şti. ve…Tem. Bilgi. İşl. Tic. Ltd. Şti tarafından yatırıldığını, iş sözleşmesinin müvekkilinin kusuru olmadan sonlandırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İsteminin Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılardan …Dağıtım A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile dava konusu edilen alacaklardan kıdem tazminatı bakımından sorumluluğun ne şekilde olacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerini devir veya intikalinden söz edildikten sonra “yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından, işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukuki veya fiili bir bağlantı olsun ya da olmasın, kıdem tazminatı açısından önceki işverenin, devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir.
Sonuç olarak, tarafların fesih konusunda irade açıklamaları veya fesih işlemi yerine geçecek işlemleri olmadığı sürece, işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde iş yeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi yerinde olur. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devralmış sayılır. Asıl işveren tüm hizmet süresine göre kıdem tazminatı alacağından, devreden alt işveren ise kendi çalıştırdığı dönem ve ücret seviyesine göre belirlenecek kıdem tazminatından, son alt işveren ise tüm dönem kıdem tazminatından sorumludur.
Somut olayda, davacı, davalı asıl işveren …Dağıtım A.Ş.’de alt işveren işçisi olarak çalışırken iş akdinin haksız feshededildiğini beyan ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiş, davayı asıl işveren …Dağıtım A.Ş. ile devreden alt işveren … şirketi ve son alt işveren … şirketi aleyhine açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; kıdem tazminatı bakımından alt işveren şirketlerin de sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın sadece asıl işveren …Dağıtım A.Ş. aleyhine hüküm tesis edilmiştir. O halde, kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumlu olduğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumlu olduğu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddedilen kısım için kendisini vekille temsil ettiren davalı … şirketi lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.