Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/16106 E. 2019/14216 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16106
KARAR NO : 2019/14216
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplrenin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Belediye Başkanlığı’na ait park ve bahçelerin temizlik hizmetlerini yüklenen şirketler ile en son davalı şirket nezdinde 2005/Nisan ile 31.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını, işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin davalı işyerindeki hizmet süresi hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hizmet süresinin uyuşmazlık konusu olması ya işveren tarafından çalışmanın hiç bildirilmemesinden ya eksik bildirilmesinden ya kayıtların düzgün tutulmamasından ya da aralıklı kesintili çalışmalarda çalışmanın kesintisiz olup olmadığının belirsizliğinden kaynaklanmaktadır.
Çalışmanın hiç bildirilmemesi durumlarında ispata daha ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. İşçinin hiç sigorta bildirimi yapılmasa da sigortasız çalıştırılmış olması ihtimali bulunduğundan 6100 sayılı HMK 24/2 maddesi gereğince hizmet tespiti davası açmaya zorlanmadan davanın alacak yönünden çözümlenmesi yoluna gidilmelidir. Ancak açılmış bir hizmet tespiti davası varsa bunun da sonucu beklemelidir. Tanıkların aynı dönemde çalışmış sigortalı kişiler olmasına özen gösterilmelidir. Çalıştığını gösteren işveren kayıtları veya onun adına iş yaptığını gösteren başkaca deliller bulunması halinde ispatlandığı ölçüde sürelere itibar edilmelidir. Çalışmanın kısmen aralıklı bildirilmesi hallerinde de işten ayrılma bildirgeleri getirtilmeli, ara dönemlerde çalışıp çalışmadığı, hizmetinin kesintisiz olup aynı dönemde çalışmış sigortalı tanık beyanlarıyla net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Yakın akrabaların komşuların tanıklıklarına da o işyerinde çalışmadıklarından ihtiyatlı yaklaşılmalı ispat için yan deliller aranmalıdır. Aksinin yani kesintisiz çalıştığının ispat edilememesi halinde kayıtlara üstünlük tanınmalı ve hizmet süresi kesintisiz değil aralıklı çalışma kabul edilmelidir.
Davacı, davalı işyerinde 2005/Nisan ile 31.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiş, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalıya ait işyerinde 13.04.2006-31.10.2014 tarihleri arasında 8 yıl 6 ay 18 gün süre ile kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre ise kabul edilen çalışma süresi içinde fasılalı olarak çeşitli işyerlerinde çalıştığı anlaşılmıştır. Yapılacak iş, yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alınarak, uyuşmazlık konusu dönem için davalı işyerinde çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla; davacının hizmet döküm cetvelinde çalışmış olduğu işyerlerinin davalı ile olan hukuki ilişkilerinin araştırılmasıdır. Davacının Sosyal Güvenlik Kurum kayıtlarına göre 08/01/2007-07/03/2007, 17/09/2008-27/11/2008, 16/12/2009-09/02/2010 tarihleri arasında çalışmış olduğu işyerlerinin, davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin araştırılması ile bu işyerlerinin davalı işyeri ile asıl işveren-alt işveren ilişkisi hususlarının, çalışmış olduğu tüm işyerlerine ait işe giriş ile çıkış bildirgeleri de nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca taraf tanıklarının davacının çalışma süresi, çalışmasının kesintili olup olmadığı konularında ayrıntılı beyanları alınarak çalışma olgusunun tespiti gerekmektedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, davacının 13.04.2006-31.10.2014 tarihleri arasında 8 yıl 6 ay 18 gün çalışma süresine göre 18 gün izin kullandığı kabul edilerek 112 gün üzerinden hesaplanan yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise de, davacının uzun yıllar boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 Sayılı HMK 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 8 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 26.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.