Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1588 E. 2018/26968 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1588
KARAR NO : 2018/26968
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının devamsızlık yaptığını iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışması ile fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma konusunda hesap yapılırken davacı tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Ancak tanıklardan …’in davalıya karşı açılmış davasının bulunduğu anlaşılmış, diğer davacı tanığı Mustafa Haktan Kulay ‘ın ise davasının bulunup bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamıştır. Söz konusu tanığın davalı aleyhine dava açıp açmadığı araştırılarak, davası yoksa, davacının 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma hesabı yapılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunması değerlendirilerek, davacının çalıştığı dönem yönünden hesaplama hatası yapılarak 05.06.2010-30.06.2010 tarihleri arasında 26 hafta bulunduğu kabul edilip bu süre üzerinden fazla çalışma ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
3-Davacının 6 tam yıl çalışması karşılığında 90 gün yıllık izin hakkı olduğuna dair hesaplama yapılmış ise de; davacının yıllık izin alacağının net ücret üzerinden hüküm altına alındığı anlaşılmakla, yıllık izin hesabında Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisi yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.