Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/15725 E. 2019/14030 K. 25.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15725
KARAR NO : 2019/14030
KARAR TARİHİ : 25.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin bilgi işlem personeli olarak 01.01.2007-31.12.2013 tarihleri arasında … Devlet Hastanesinde çalıştığını, 02.12.2012 tarihinde noterden ihtarname gönderdiğini ve ile iş sözleşmesini yenilemeyeceğini bildirdiğini, çalıştığı sürece fazla çalışma yaptığını ve bayram ve tatil günlerinde de çalıştığını ancak karşılıklarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve izin ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle , diğer davalı alt işverenin bağımsız nitelikte işveren sıfatına sahip olduğunu, davacı ile yapılan iş sözleşmesinin tarafı olduğunu, bu nedenle işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğunu, Sağlık Bakanlığına husumet yöneltilemeyeceğini ücret alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve kendi isteği ile işten ayrıldığını, 1 yıldan az kıdemi olması nedenleri ile kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanamadığını, beyanla davanın reddini gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Tem. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, belirsiz alacak davası açılamayacağını, talep edilen alacaların zamanaşımına uğradığını, davacının 2007 yılından itibaren diğer davalı Kurumda veri kayıt operatörü olarak çalıştığını, davacının farklı firmalarda da ihale süresi boyunca çalışmasının bulunduğunu, bu nedenle iş sözleşmesinin belirsiz süreli sayılması gerektiğini, istifa sureti ile işten ayrılması nedeni ile kıdem tazminatına hak kazanamadığını, davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, bayram ve tatil günlerinde çalıştığı takdirde ücretinin ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, davalı şirketin sadece davacıyı kendi bünyesinde çalıştırdığı dönemdeki taleplerinden sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, hükmü temyiz edenlerin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin sona erme şekli ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Yine 4857 sayılı Kanunu’nda, 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 14. maddesinde öngörüldüğü gibi ücretin peşin ödeneceği öngörülmemiştir. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesi mümkündür.Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin kanun ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 24/II-e.bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı … 2.Noterliği’nin 02.12.2013 tarihli ve 11803 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fazla mesai ücretleri, kullandırılmayan ulusal bayram, dini bayram, ve genel tatil günlerine ilişkin ücretleri ile kullandırılmayan izin ücretlerin bulunduğunu belirterek ödenmesini talep etmiş, yargılama aşamasında da, davacının talep konusu bu alacaklara hak kazandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar Mahkemece davacının istifa etmek suretiyle iş sözleşmesini feshettiği, iş sözleşmesinin haklı bir nedenle feshettiğine dair herhangi bir delil sunmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatına hak kazanamayacağı kabul edilmiş ise de; mahkemenin bu kabulü tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamı ile örtüşmediğinden yerinde değildir. Zira davacı ödenmeyen bir kısım işiçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir. Bu sebeple iş akdini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmişir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.