Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1523 E. 2018/26963 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1523
KARAR NO : 2018/26963
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini, beyan ederek davalıdan kıdem tazminatı ile bir takım işçilik alacaklarını davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL kıdem tazminatı, 2.000 TL ihbar tazminatı, 2.000,00 TL kötü niyet tazminatı ve 2.000,00 TL diğer işçilik alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılamada, 02.10.2012 tarihli celsede verilen ara karar gereğince, davacıya dava dilekçesindeki talep miktarı ile davanın belirsiz alacak olarak mı kısmi dava olarak mı açıldığının açıklanması için için süre verilmiş, davacı 08.10.2012 tarihli dilekçesiyle davayı kısmi olarak açtığını beyan ederek 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.000,00 TL ihbar tazminatı, 3.750,00 TL fazla mesai, 500,00 TL ulusal bayram ve genel tatil, 500,00 TL ulusal bayram ve genel tatil, 1.000,00 TL hafta tatili, 500,00 TL yıllık izin, 250,00 TL kötü niyet tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak tahsilini talep etmiştir.
Davacıdan dava dilekçesinde 2.000,00 TL olarak talep ettiği diğer işçilik alacaklarının hangi alacaklara ilişkin olduğunun belirlenmesi yönünde açıklama istendiği halde, davacının dava dilekçesinde talep ettiği 2.000,00 TL kıdem, 2.000,00 TL ihbar ve 2.000,00 TL kötü niyet tazminatı miktarını da değiştirerek 2.000,00 TL lik işçilik alacaklarının neler olduğu da açıklanmadan talep miktarlarını değiştirdiği anlaşılmıştır. Hal böyle iken; Mahkemece, davacının dava dilekçesinde belirlediği alacak kalemlerinin miktarını değiştiren 08.10.2012 tarihli dilekçesi esas alınarak hüküm kurulması, ayrıca davacının açtığı davanın kısmi dava olduğunu açıkça belirtmesine rağmen hüküm altına alınan alacak kalemleri yönünden faiz başlangıç tarihlerini dava ve ıslah ayrımına gitmeden tamamı için dava tarihinden yürütülmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş dava dilekçesinde kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı yönünden dava dilekçesinde istenen miktarlar esas alınarak hüküm kurulmalı, dava dilekçesinde talep edilen 2.000,00 TL lik diğer işçilik alacakları yönünden ise davacıdan alacaklarının miktarını ve türlerini belirtmesi istenerek davalı tarafından süresi içerisinde yapılan ıslaha karşı zamanaşımı da dikkate alınarak hüküm kurulmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3-Davacı işçinin hizmet süresi husus taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, mahkemece davacının davalı işyerinde 09.06.2004-15.11.2007 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının kabul edildiği anlaşılmıştır. Ancak davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında ise 09.06.2004-10.10.2005 tarihleri arasında çalıştığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılamada davacı tanıklarının beyanına itibar edilmiş ve hizmet süresinin hesaplanmasında esas alındığı görülmüştür. Buna göre davacının dosya kapsamı itibariyle, davacı tanıklarından ikisinin husumetli olduğu diğer tanığın belirsiz beyanlarının olması karşısında davalı tanık anlatımlarının davacının iddia ettiği tarihlerden itibaren çalıştığını ispata yeterli değildir. Davacı adına düzenlenmiş olan işe giriş bildirgesinin davacıya ait olmadığı anlaşılmış ise de bu tarihten daha önceki bir tarihte işe başladığına dair bir ispat içermemektedir. Hizmet süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt ve belgelerine göre sadece fiili çalışmalarının esasa alınıp hesaplamaların tanık beyanlarına dayanılarak davacının iddia ettiği tarihler arasında kesintisiz çalıştığının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretleri tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın yedi günü saat 07:00-19:00 saatleri arasında 1 saat ara dinleme tenzili ile haftalık 32 saat fazla mesai yapıldığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Tarafların iddia ve savunması, tanık anlatımları, yapılan işin niteliği itibariyle, davacının fazla mesai süreleri, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplanmasında işin yoğunluğuna ve mevsimsel ayrıma ve özellikle coğrafi koşullara göre bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre; söz konusu mevsimsel ayrımı doğrulayan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında ki fiili çalışma yaptığı anlaşılan günlerin esas alınarak fazla mesaihafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bu sürelere göre hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 12.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.