Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/12950 E. 2019/10066 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12950
KARAR NO : 2019/10066
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 26.09.2006-06.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz şekilde sevkiyat işinde şoförlük yaptığını, 06.12.2014 tarihinde haksız yere işten çıkarıldığını, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, yıllık izin haklarının hiçbirinin kullandırılmadığını, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek ayrıldığını, kullandırılmayan hafta tatili bulunmadığını, fazla çalışması olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davalı Temyizi Yönünden:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre davalı yanca temyize konu edilen toplam alacak miktarı 1.357,81 TL olup karar tarihi itibari ile 2.190,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davacı Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, iki hafta altı gün, diğer iki haftada ise yedi gün boyunca 03.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, dini ve resmi tüm bayramlarda tam mesai yaptığını, arefe günlerinde yarım gün çalıştığını beyan ederek fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı iş yerinde tüm hizmet süresi boyunca yapılan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmalarına karşılık ücretlerin bordrolara yansıtılarak davacıya ödendiği gerekçesiyle taleplerin reddine karar verilmiştir. Dosyada yer alan, ücret bordrolarının tümünde fazla mesai tahakkuku yer almamakta ve tümünde davacı imzası bulunmamaktadır. Bu sebeple imzalı olmayan ve zamlı tahakkuk bulunmayan ayların da dışlanması hatalı olmuştur. Ayrıca ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine ilişkin tahakkukların da tek yevmiye olduğu; yani zamlı nitelikte bulunmadığı görülmektedir. Dosyada yer alan tanık beyan … beyanına göre davacının fazla çalışmasının bulunduğu ve resmi bayramlarda da çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple Mahkemece, davacı ile tanık …’ın ortak çalışma dönemi belirlenerek, fazla çalışma çalışma süresi ve resmi tatillerdeki çalışma ücreti hesaplanmalı, davacının tüm çalışma dönemine ait ücret bordroları ve banka hesap hareketleri dosya arasına alınarak, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku ile zamlı ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuku olan dönemler dışlanmalı, imzasız ücret bordrolarında zamlı tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin banka kanalıyla ödendiği tespit edilen tutarı mahsup edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.