Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1218 E. 2018/26405 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1218
KARAR NO : 2018/26405
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalıya ait iş yerinde, Nisan 1999-12/07/2008 tarihleri arasında çalıştığını, komi, barmen, bar kaptanlığı ve son olarak da barlar şefi olarak çalıştığını, bu dönem içinde Kasım 2000-Nisan 2002 tarihleri arasında askerlik hizmeti nedeniyle işten ayrıldığını, Mayıs 2002 ayında tekrar işe başladığını,12/07/2008 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, ihbar önellerine uyulmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiğini, çalıştığı dönem içinde sekiz saatten fazla çalıştığı halde fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, genel tatillerde çalıştığını, yıllık ücretli izin kullanmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirket bünyesinde son olarak bar şefi olarak çalıştığını,12/07/2008 tarihinde otele ait olan yiyecek ve içeceklerin davacı tarafından izin alınmaksızın ve gizlice evine götürüldüğünü, davacının sorumlusu olduğu barda içki sayımı yapıldığını ve eksik içki şişelerinin olduğunun tespit edildiğini,jandarmanın el koyarak bu içkileri otel müdürüne teslim ettiğini, davacının haftada altı gün çalıştığını,iş yerinde üçlü vardiya sistemi olduğunu, bu nedenle davacının fazla çalışma yapmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili çalışması için de geçerlidir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yaz aylarında haftanın yedi günü çalıştığı kabul edilerek hafta tatili alacağı hesaplanmıştır. Davacı tanıklarından … ve … haftada bir gün izin kullandığını beyan ederlerken, davacı tanığı … yaz sezonunda davacının haftanın yedi günü çalıştığını belirtmiştir. Davalı tanıkları işyerinde haftanın altı günü çalışıldığını beyan etmişlerdir. Dosya kapsamında davacının çalışma saatlerine ilişkin olarak tanık beyanı dışında yazılı belge bulunmamaktadır. İşyerinde haftanın altı günü çalışma olduğunu belirten davacı ve davalı tanık anlatımlarına göre, davacının hafta tatili çalışması ispatlanamadığından reddi gerekmekte olup bu alacak istemi yönünden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Yukarıda belirtilen bozma gerekçesine göre fazla mesai süresinin haftanın altı günü üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Kabule göre de davacının fazla mesai süresi tespit edilirken yaz aylarında çalıştığı kabul edilen hafta tatili günü için hafta tatili alacağı olarak hesaplanacak 7.5 saatin düşülmesi gerekirken bu süre düşülmeden hesaplama yapılması da hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.