Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/11914 E. 2019/10031 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11914
KARAR NO : 2019/10031
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Bakanlığın alt işverenleri bünyesinde …Kadın Doğum Hastanesi’nde servis sekreteri olarak 20.12.2004 tarihinde çalışmaya başladığını ve poliklinik sekreteri, danışma personeli ve Basın Yayın ve Halkla İlişkiler müdürü olarak çalışmasını sürdürdüğünü, iş sözleşmesinin 01.11.2012 tarihinde haksız ve gerekçesiz olarak işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının hastane personeli olmayıp alt işveren firmaların işçisi olduğunu, verdiği istifa dilekçesiyle kendi isteğiyle işten ayrıldığını, hastanenin ihale makamı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının el yazısı ile verilen istifa dilekçesi ile 01/11/2012 tarihinde istifa ettiği ve hemen ardından 03/11/2012 tarihinde yeni işe girdiği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine, fazla çalışma yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia etmiş ise de, davacı tanıklarının ücret konusunda dahi resmi kayıtlara aykırı beyanda bulundukları görüldüğünden bu beyanlara itibar edilmeyerek her iki alacağın da reddine karar verilmiş, sadece yıllık izin ücretinin kabulü ile hüküm tesis edilmiştir.
Temyiz:
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Mahkemece, hastanede basın yayın ve halkla ilişkiler müdürü olarak çalışan davacının el yazısı ile verilen istifa dilekçesi ile 01/11/2012 tarihinde istifa ettiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar verilmiştir. Ancak yargılamanın aşamalarına bakıldığında davacının istifa ettiğinin kanıtlanamadığı görülmüştür. Davacı dava dilekçesinde iş akdine 01.11.2012 tarihinde işverence son verildiğini ileri sürmüş, sunulan istifa dilekçesine karşı, bu dilekçeden haberinin olmadığını ve bu şekilde bir yazı yazmadığını iddia etmiştir. Mahkeme ise, istifa dilekçesinin aslını davalıdan istemiş ve istifa dilekçesi aslının dosyaya ibraz edilmediği takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceğini ihtar etmiştir. Yapılan ihtara rağmen davalı yargılamanın sonuna kadar bu dilekçenin aslını dosyaya ibraz etmediğinden istifa dilekçesi dışında kalan mevcut delil durumunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davacı tanık anlatımları görgüye dayalı olmasa da, beyanlarında davacının iş akdine işverence son verildiğini açıklamaları, davalının aksi durumu ispat etmeye yönelik tanık dinletmediği, bu hali ile davacının istifa ettiği kanıtlamadığı gibi, davalının iş akdine haklı sebeple son verdiği iddiasının da ispat edilemediği anlaşılmıştır. Davacının 2 gün sonra başka yerde işe girmesinin sonucu değiştirecek mahiyette olmadığı feshin davalı işverence gerçekleştirildiği ve haklı sebebe dayanmadığı, bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabul edilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
3-Mahkemece dinlenen tanıkların ücret konusunda dahi resmi kayıtlara aykırı beyanda bulundukları görüldüğünden, bu beyanlara itibar edilmeyerek fazla mesai ücreti ile ulusal bayram genel tatil alacaklarının reddine karar verilmiş ise de, bu kabul yerinde değildir. Öncelikle, fazla çalışma yaptığını ya da bayram günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya kapsamına göre, bu çalışmalarını ispat etmesi gereken davacı işçi, delil olarak tanık anlatımlarına dayanmıştır. Dinlenen tanıkların anlatımlarına göre davacının kat sekreteri olarak çalıştığı dönemde nöbete denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günleri çalıştığı ancak bu dönemin zamanaşımı süresi içinde kaldığından bahisle bu günler için hesaplama yapılmaması yerindedir. Ancak ücret konusundaki beyanların gerçeği yansıtmadığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin de reddedilmesi doğru bulunmamıştır. Davacı tanıklarından İfagat Çelikpence ücret konusunda duyuma dayalı beyanda bulunmuş, ancak çalışma şekli konusunda görgüye dayalı bilgi vermiştir. Buna göre aynı yerde çalışan tanıkların beyanına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda fazla mesai ücretinin kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.