Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/1089 E. 2018/27607 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1089
KARAR NO : 2018/27607
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/12/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat …geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, … 2. İş Mahkemesi’nin 2009/298 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda net 22.939,57 TL kıdem tazminatına hak kazanıldığının belirlendiğini, anılan kısmi davada, taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL kıdem tazminatının hüküm altına alındığını, bakiye kıdem tazminatı ile işlemiş faizinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin haksız itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve yüzde yirmi oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, … 2. İş Mahkemesi’nin 18/09/2014 tarihli ve 2009/298 esas, 2014/102 karar sayılı ilamının kesin nitelikte verildiğini, davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davanın reddi ile davacı yan aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, … 2. İş Mahkemesi’nin 18/09/2014 tarihli ve 2009/298 esas, 2014/102 karar sayılı ilamında, taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL kıdem tazminatına hükmedildiği, söz konusu karara esas alınan bilirkişi raporunda ise 22.939,57 TL kıdem tazminatına hak kazanıldığının belirlendiği, miktar itibariyle kesin nitelikteki söz konusu karara karşı kanun yararına temyiz başvurusunun da reddedildiği, alacağın miktarının kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüyle itirazın iptaline ve davalı aleyhine yüzde yirmi oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının daha önce, kıdem tazminatı talepli açtığı kısmi davada, … 2. İş Mahkemesi’nin 18/09/2014 tarihli ve 2009/298 esas, 2014/102 karar sayılı kararında, taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 1.000,00 TL net kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır. Hüküm sonucunda kararın kesin nitelikte olduğu belirtilmiş ve bu doğrultuda kesinleşme şerhi de karara işlenmiştir. Söz konusu kısmi davada, gerekçe kararın davalı vekiline 25/09/2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, davalı vekili 29/09/2014 havale tarihli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere sunduğu dilekçesiyle, kararın kesin nitelikte verildiğinden bahisle, kanun yararına temyiz talebinde bulunmuştur. Adalet Bakanlığı’nın 02/04/2015 tarihli yazısında, kanun yararına temyiz talebinde ileri sürülen hususların delillerin takdiri ve değerlendirilmesi kapsamında olduğu gerekçesiyle, kanun yararına temyiz yoluna başvurulmadığı açıklanmıştır.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısaca kısmi davada, kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Bu durumda, kısmi davada verilen … 2. İş Mahkemesi’nin 18/09/2014 tarihli 2009/298 esas, 2014/102 karar sayılı kararının kesin nitelikte olmadığı açıktır. Buna karşın, söz konusu hükmün sonuç kısmında, kararın kesin nitelikte olduğu belirtilmiş ve bu doğrultuda kesinleşme şerhi de karara işlenmiştir.
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin “ç.” bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması, bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine neden olacaktır.
Her ne kadar, temyiz edilebilen ve edilemeyen kararlar ile kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir ( Dairemizin 21/10/2014 tarihli ve 2013/17916 esas, 2014/28633 karar sayılı emsal kararı).
Kısmi davada verilen … 2. İş Mahkemesi’nin 18/09/2014 tarihli ve 2009/298 esas, 2014/102 karar sayılı kararının kesin nitelikte olmamasına rağmen, kararın kesin nitelikte olduğunun belirtildiği ve kesinleşme şerhinin işlenildiği; Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesinin “ç.” bendine aykırı olarak, kanun yolu ve süresinin hükümde gösterilmediği sabittir. Bu halde söz konusu karar kesinleşmemiş olup, Mahkemenin yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgilinin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir. Bahsi geçen kısmi davada verilen kararın usulünce kesinleşebilmesi için, kanun yolu ve süresinin de gösterilmesi suretiyle, ilgili tarafa temyiz kanun yoluna başvuru hak ve imkanı tanınmalıdır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda, kısmi davada verilen kararın henüz kesinleşmediğinin dikkate alınmayarak, alacak talebinin esası hakkında salt kısmi davaya dayanılması suretiyle, iddia, savunma ve deliller değerlendirilmeden, yazılı gerekçeyle sonuca gidilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi