YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35983
KARAR NO : 2016/5084
KARAR TARİHİ : 24.02.2016
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde 16.05.2012 tarihinde Aydın saha yönetmeni olarak işe başladığını, 24.09.2013 tarihi itibariyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. maddeleri gereğince iş sözleşmesinin feshedildiğini, gerekçe olarak davalının zararı ve tasarruf tedbirleri gösterildiğini, davalı kooperatifte aynı görevde toplam otuzbeş kişi çalıştığını, … saha yönetmenliğini üç kişinin devam ettirdiğini, şirketin ticari defter kayıtları ve çalışanların performansına bakıldığında performansının çalışanlar arasında üst sıralarda olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı kooperatifte 16.05.2012 tarihinden iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 24.09.2013 tarihine kadar Aydın saha yönetmeni olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin 24.09.2013 tarihli fesih bildirimi ile 4857 sayılı Kanun’un 17. ve 18. maddeleri gereğince feshedildiğini, davacının tüm haklarının ödendiğini ve işyerini ibra ettiğini, kooperatif yönetim kurulunun 04.02.2013 tarih ve 13-05-C sayılı kararında sektörde yaşanan karlılık düşüklüğünün mali tablolara yansıması, 2012 mali tablolarının zararla kapanacak olması ve mevcut organizasyon yapısıyla çalışmaya devam edilmesi halinde 2013 yılında zararın büyüyeceği ve bu sebeple yapılan fizibilite çalışmaları sonucunda saha etkinliğinin arttırılarak, operasyonel giderlerin azaltılmasına, bir dizi tasarruf tedbirlerinin alınmasına ve daha yalın daha verimli bir organizasyon modelinin uygulanmasına karar verildiğini, kooperatifin işletme yönetiminin esasını teşkil eden işletme politikasını gerçekleştirmek için organizasyon yapısı ile ilgili yönetsel karar alma hakkını kullandığını, bu kararın amaca uygunluk, gereklilik ve yerindelik denetimine tabi tutulamayacağını, davalı tarafın birçok bölümde ve kadroda bu kapsamda düzenlemeler yaptığını, kooperatifin işten çıkarılacak işçilerin seçiminde özgür olduğunu, kooperatif tarafından alınan kararın tutarlı bir şekilde uygulandığını, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra sadece iki eczacı ve bir yazılım geliştirme uzmanının işe alındığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı işveren tarafından iddia edilen sektördeki daralmanın, bu daralmanın davalı şirketin ekonomik yapısını olumsuz etkilediğinin ve ekonomik daralmanın işçi çıkarmayı zorunlu hale getirdiğinin ispat edilemediği yine davalı işveren tarafından ekonomik sebeplerle işçi çıkarılması yoluna gidildiği savunulmuş ise de, iş sözleşmesi feshedilecek işçilerin hangi kriterlere göre tespit edildiğine ilişkin bir işletmesel kararın sunulmadığı ve feshin fesihte son çare ilkesine uygun olarak gerçekleştirildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilip edilmediği noktasındadır.
Somut olayda davacının iş sözleşmesinin 24.09.2013 tarihli fesih bildirimi ile, işletmesel karar sebebiyle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının işe iadesine hükmedilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Davalı işveren işletmesel karar sebebiyle davacı işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur. Tüm dosya kapsamından davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra davacının çalıştığı pozisyona yeni işçi alınmadığı, davacının çalıştığı birimin daha sonra tahsilat birimi ile birleştirildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından kendisine önerilebilecek herhangi bir pozisyon bulunduğu somut olarak iddia edilmediği gibi bilirkişi tarafında da buna ilişkin somut bir tespit ortaya konulmamıştır. Davalı işverenin işletmesel karar uyarınca aynı pozisyonda çalışan işçilerden hangisinin görevine son verileceği hususu yönetim hakkına ilişkin olup davacı işçinin kendisinin tercih edilmesinde herhangi bir ayrımcılık yapıldığına yönelik iddiası da bulunmamaktadır. Böyle olunca davacının işe iade talebinin reddine karar verilmesi gerekirken soyut bilirkişi mütalaasına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Açıklanan sebeplerle feshin geçerli olduğunun kabulü ile 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 356,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 24.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.