Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35837 E. 2018/18438 K. 12.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35837
KARAR NO : 2018/18438
KARAR TARİHİ : 12.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 2006 yılının Ağustos ayından 09.09.2013 tarihine kadar … Gölü İşletmesinde 2 yıl temizlik elemanı olarak, sonraki yıllarda ise aşçı olarak çalıştığını, davalı şirketin müvekkili hakkında izinsiz olarak işe gelmediği yönünde tutanaklar tuttuğunu, ancak bu tutanakların davalının tazminatlardan kurtulmak maksadıyla düzenlendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı; fazla mesai yaptığını, hafta tatili günlerinde ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini iddia ederek fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları talebinde bulunmuş, iddiasını tanık deliline dayanarak ispatlama yoluna gitmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıya ait işyerinde çalışan davacının, davacı tanık beyanlarından hareketle; ayda 2 hafta için hafta tatili ücretine hak kazandığı, dini bayramlar dışındaki resmi tatil günlerinde çalıştığı ve 07.00-19.00 saatleri arası mesai yaparak 1,5 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek söz konusu alacaklar hesaplanmış ise de, dosya kapsamında dinlenen taraf tanık beyanları çelişkili olup, mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri hakkında hüküm kurulması hatalı olmuştur. O halde Mahkemece yapılması gereken iş, taraf tanıklarının yeniden dinlenmesi ve mübayenet giderildikten sonra tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları dönemde esas alınmak sureti ile varsa fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasıdır.
3-Davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında da uyuşmazlık olup, fazla çalışma ücreti talebi sonrası çıkan tartışma üzerine 09.09.2013 günü davacının işyerini terk ettiği tutulan devamsızlık tutanakları ile sabittir. Tanık beyanlarına ilişkin çelişki giderildikten sonra davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazandığının anlaşılması halinde davacının kıdem tazminatına hak kazanabileceği ancak haklı sebeple de olsa iş akdini eylemli olarak sona erdiren davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususların gözetilmemesi hatalı olmuştur.
4-Talep sonucu açık değilse, hakim 6100 sayılı HMK’nun 31.maddesi gereği , davacıya talep sonucunu açıklattırmalıdır. Yine aynı Yasanın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereği, talep edilenden fazlasına karar verilemeyeceğinden davacı, nelerin hüküm altına alınmasını (davalının neye mahkûm edilmesini) istediğini, açık ve noksansız bir şekilde dava dilekçesinin talep sonucu (netice-i talep) bölümünde bildirmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde belirtilen fazla çalışma ve hafta tatili ücreti taleplerinden, her bir kalem için istenen talep miktarları ayrı ayrı gösterilmemiş, hüküm altına alınması istenen bu kalemlerin toplam miktarı olarak 50,00 TL’ye hükmedilmesi istenmiş, 04.03.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle de bu alacak kalemleri ayrıştırılmaksızın talep 50,00 TL den 13.991,67 TL ye çıkartılmıştır.
Dava dilekçesindeki eksiklik giderilmediği gibi ıslah dilekçesiyle de bu kalemlerin ayrı ayrı ne miktarda artırıldığı belirsiz kalmıştır. Mahkeme tarafından ise, söz konusu alacak kalemleri için talep sonucu ayrıştırılıp açıklanması adına davacı vekiline süre verilmemiştir.
Saptanan bu durum karşısında mahkemece öncelikle, dava dilekçesinde toplam 50,00 TL miktarlı olarak belirtilen fazla çalışma ve hafta tatili ücreti talebinin, her bir kalem için ayrı ayrı ne kadar miktarda olduğu açıklattırıldıktan sonra hüküm kurulması gerekmektedir.
5-Son olarak Mahkemece, hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun hüküm sonucunda belirtilmemesi suretiyle infazda tereddüte yol açacak şekilde karar verilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde düzenlenen amir hükme aykırıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.