Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35831 E. 2018/19112 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35831
KARAR NO : 2018/19112
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin yanında … Panel Radyatör fabrikasında paketleme bölümünde 02.05.2005 tarihinde işe başladığını, 3 aylık maaşını, asgari ücretin haricinde elden ödenen kısımdan kalan 1.200,00 TL maaşı, fazla mesai, hafta tatili, dini ve milli bayram ücretlerini alamadığını, piyasa borçları ve haciz nedeniyle işyerinin yaklaşık 15 günden beri kapalı olduğunu, bu olumsuzluklar nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek, işveren ile arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için 22.07.2013 tarihinde iş bu davayı açmıştır.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Öncelikle usulüne uygun bir şekilde açılmış belirsiz alacak davası bulunmadığı kabul edilerek, uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekmektedir.
Talep konusunun hiçbir kuşkuya yer verilmeksizin açıkça dava dilekçesinde belirtilmesi, belirtilmediği takdirde ise Mahkemece bu hususta doğan kuşkunun ve dilekçedeki eksikliğin giderilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119.maddesi uyarınca davacıya eksikliği tamamlaması için 1 haftalık kesin süre verilmesi, maddedeki zorunluluğa uyulmaması halinde de dava açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarıyla davacıya kesin süre verilmesi yerine, madde hükmüne uyulmaksızın talep sonucunu içermeyen dilekçeye dayalı olarak yargılamanın sürdürülmesi, tamamlama dilekçesi adı altında verilen dilekçede yer alan alacak kalemleri ve miktarları üzerinden yargılamanın sonuçlandırılması hatalıdır.
3- Davacının bilirkişi raporu sonrasında, rapordaki miktarlar üzerinden davanın sonuçlandırılması talebiyle ıslah harcını yatırmak suretiyle davasını ıslah ettiği görülmüştür. Ancak yukarıdaki bentte bahsedilen eksiklik giderildikten sonra kıdem tazminatı alacağı için fesih tarihinden faiz yürütülmeli, diğer alacak kalemleri için ise dava edilen miktar bakımından dava tarihinden, ıslahla arttırılan miktar bakımından ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. Mahkemece fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı bakımından ıslah tarihi gözetilmeksizin tüm miktar üzerinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetsizdir.
4-Mahkemece yıllık izin ücreti ve ücret alacağı bakımından gerekçede reddi gerektiği belirtilmesine karşılık, hüküm kısmında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır.
5- Dosya içeriğinde bir kısım puantaj kayıtlarının olduğu, ancak dikkate alınmadığı anlaşıldığından, hesaplamalarda bu kayıtların da tetkiki ile sonuca gidilmesi gerekmektedir.
6-Kıdem tazminatı hesabına esas ücretin tespiti noktasında da ihtilaf bulunmaktadır.
Kıdem tazminatına esas alınacak ücretin tespitinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur ise de; davacının dava dilekçesinde yemek ve yol yardımı aldığı konusunda beyanı olmadığı dikkate alınmaksızın, bu ek menfaatler eklenerek tazminat hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.
7- Kabule göre de; kıdem tazminatı hesabında dikkate alınan ücret noktasında, asıl ücrete eklenen yol ve yemek yardımı konusunda mahkemece miktar bakımından araştırma yapılmaksızın bilirkişi tarafından varsayıma dayalı tutar üzerinden giydirilmiş brüt ücretin tespiti de hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19.09.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.