Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35768 E. 2018/19049 K. 18.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35768
KARAR NO : 2018/19049
KARAR TARİHİ : 18.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren bünyesinde 22.03.2012-05.08.2014 tarihleri arası akaryakıt istasyonu görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan sona erdirildiğini beyan ederek, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iddia ettiği hafta tatili ücreti alacağının miktarı hususu tartışmalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi başlıklı 31. maddesine göre, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hafta tatili ücretini de talep etmiş olmasına rağmen, sonuç kısmında talep miktarlarını ayırıp açıklamadan 200,00 TL milli, dini bayramlar ve genel tatil alacağı, hafta tatili alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davanın ıslahı sırasında ise anılan 200,00 TL lik tutarın tamamı milli, dini bayramlar ve genel tatil alacağına ilişkinmiş gibi, bu miktar üzerinden ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını ıslahla arttırmış, hafta tatili ücretine ilişkin ise hiçbir açıklamada bulunmamıştır.
Talep miktarı davacı tarafça açıklanmadığı takdirde Mahkemece yapılması gereken iş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yukarıda değinilen 31.maddesi gereğince davacıya talep miktarını açıklaması için süre vermesi, açıklandığında ise açıklanan miktara göre hüküm kurmak suretiyle kabul- red oranına göre vekalet ücretine hükmedilmesi iken, davacının beyanı alınmaksızın hafta tatili bakımından 100,00 TL talebi olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece hüküm altına alınan alacaklara yürütülen faiz türü de bir başka uyuşmazlık konusudur.
Dava dilekçesinde hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına en yüksek mevduat faizi talep edilmiş, ıslahla arttırılan miktarlar bakımından ise yasal faiz talep edilmiştir.
Fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yürütülmesi gereken kanuni faiz türü en yüksek mevduat faizi olup, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden dava dilekçesindeki miktar bakımından en yüksek banka mevduat faizi, ıslah dilekçesi ile arttırılan miktar bakımından ise taleple bağlılık ilkesi gereği ”ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz” uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi isabetli bulunmamıştır.
4-Son olarak Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm altına alınan yıllık izin ücreti net iken, bu miktarın hükümde brüt olarak ifade edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 18.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.