Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35766 E. 2018/19048 K. 18.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35766
KARAR NO : 2018/19048
KARAR TARİHİ : 18.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde temizlik görevlisi olarak asgari ücret ile çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin davalı şirket yetkilisi tarafından hakaret edilmek ve dövülmek suretiyle haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile manevi tazminatın alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını davacının dövülmesi veya hakaret edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının işini düzenli yapmaması sebebiyle uyarı aldığını, bu uyarı üzerine kendi isteği ile işten ayrıldığını, manevi tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu, geniş kapsamlı bir borç olmakla birlikte, bu borcun genel olarak işçinin yaşamına, vücut bütünlüğüne, kişiliğine saygı gösterme ve koruma yükümlülüğü yanında bunları korumaya elverişli tüm önlemleri almak, onun çıkarlarına zarar verebilecek davranışlardan kaçınmak şeklindeki yükümlülüklerden oluştuğu kabul edilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 58. maddesine göre ise, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi feshe bağlı bir kısım taleplerinin yanı sıra, davalı şirket yetkilisi … tarafından darp edildiğini ve hakarete maruz kaldığını ileri sürerek, kişilik haklarının zarar gördüğü iddiasıyla manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece, hiçbir gerekçe bildirilmeden manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş olup, ilk derece mahkemesi kararının öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine açıkça aykırı olduğu ve tarafların kendileri ile ilgili iddia ve savunmalardan haberdar olabilmeleri bağlamında sahip oldukları hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği ifade edilmelidir.
Somut olaya göre de, dosya kapsamında mevcut … Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/150 E. sayılı kararında, katılan …’nin, sanık … ’in kendisinin omzuna boynuna bacağına tekme tokatla vurduğunu ifade ettiği, sanığın sübut bulan eylemi sebebiyle sanık hakkında basit yaralama suçu sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Böylece işveren yetkilisinin davacının vücut bütünlüğüne zarar verdiği ve kişilik hakkını ihlal ettiği dosya kapsamı ile sabit hale gelmiştir. Dosya kapsamına göre davacıya karşı işlenen eylemi gerçekleştiren … işletmenin sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Limited şirket olup, eylemi yapan kişinin işveren vekili olduğunun kabulü gerekir. Bu zararın işveren vekilinin haksız fiili sonucunda oluştuğu, işverenin bu olayı önleyecek tedbirleri almadığı, böylece koruma ve gözetme borcunu ihlal ettiği açıktır. Hal böyle iken, davalı işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu kapsamında davacı işçinin uğradığı manevi zararın tazmininden sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin ve gerekçesiz olarak davacının manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.