Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35551 E. 2018/19307 K. 20.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35551
KARAR NO : 2018/19307
KARAR TARİHİ : 20.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğunu öne sürerek bu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, davacı tanık anlatımlarından hareketle davacının hafta tatili günlerinde çalıştığı, dini bayram günleri dışında ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı ve 23.6.2011-31.1.2012 tarihleri arasında haftada19 saat, 1.2.2012-21.4.2013 tarihleri arasında haftada 5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı tanıklarının davalı işverene karşı açılmış aynı mahiyette dava dosyaları bulunmaktadır. Bir başka deyişle, davacı tanıkları davalı işverenle husumetli olup yan deliller ile desteklenmedikçe beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir. Davalı tanık anlatımlarından da davacının hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı sonucuna ulaşılamadığı gibi emsal mahiyetteki dava dosyalarında da bu taleplerin reddine karar verildiği ve davacı temyizine karşın verilen kararların Dairemizce onandığı görülmektedir. ( Örneğin, Dairemizin 2014/34917 ve 34918 Esas sayılı dava dosyaları) . Açıklanan nedenler ile davacı tarafından yöntemince ispatlanamayan hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Fazla çalışma ücret alacağı yönünden ise, davalı tanıklarının beyanlarına göre davacı çalışmasının ilk yedi ayında hafta içi 8.00-20.00 arası; hafta sonu bir gün 08.00-18.00 arası haftanın altı günü; çalışmasının devamında ise haftanın beş günü 8.00-18.00 arası çalışmıştır. Davalı tanıklarının bu beyanına göre davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren yedi ay boyunca haftada 16.5 saat fazla çalışma yaptığı, daha sonra ise fazla çalışma yaptığını ispatlayamadığı sonucuna varılmaktadır. Ancak az yukarıda belirtilen emsal mahiyetteki dava dosyalarında ( Örneğin 2014/34917 ve 34918 Esas) davalı işyerinin özelleştirilme tarihi olan 31.8.2010 tarihinden itibaren 6 ay boyunca fazla çalışma yapıldığı daha sonra ise fazla çalışma yapılmadığı kabul edilmiş ve verilen kararlar taraf temyizi üzerine onanmıştır. Açıklanan nedenler ile davalı tanıkları yeniden dinlenilerek, davalı işyerinde fazla çalışma yapılan ve davacının fazla çalışma yaptığı tarihin netleştirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Kabul şekline göre, davacının iş akdi 21.4.2012 tarihinde son bulmuş olup dava dilekçesinde de iş akdinin son bulduğu tarih 21.4.2012 olarak belirtilmiştir. Buna karşın hesaplamaların 21.4.2013 tarihine kadar yapılmış olması da hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.