Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35540 E. 2018/19301 K. 20.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35540
KARAR NO : 2018/19301
KARAR TARİHİ : 20.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının alacağının sağlanması amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2012/2098 esas sayılı dosyası ile icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun süresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu öne sürerek itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının icra dosyası kapsamında talep ettiği 3.000,00 TL miktarında alacaklı olduğu, davalının … İcra Müdürlüğünün 2012/2098 esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilerek davacının alacağı ücret encümen kararıyla kararlaştırılması nedeniyle likit ve belirli alacak olduğu gerekçesiyle talep tarihine göre %40 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle, yargılama aşamasında Akbük Belediyesi’nin kapatılarak … Belediyesi’ne bağlandığının ve bu nedenle davalı olarak sadece … Belediyesi (Kapatılan Akbük Belediyesi’ne …) yazılması yerine karar başlığında belediyelerin ayrı ayrı gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir bir hata olduğunun anlaşılmasına göre davalı … Belediyesi’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda, Mahkemece yapılan yargılama sonunda alacağın likit olması gerekçe gösterilerek davacı yararına % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın hüküm sonucunun “2” numaralı bendi tamamen silinerek yerine, “2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” şeklindeki bendin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.