Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35490 E. 2018/18962 K. 17.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35490
KARAR NO : 2018/18962
KARAR TARİHİ : 17.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının tüm alacaklarını ihtirazi kayıt ileri sürmeden banka kanalı ile aldığını, davacının ilk işe giriş tarihinin 09.12.2011 olduğunu ve 25.04.2013 tarihinde işten ayrıldığını, çalıştığı süre karşılığı kıdem tazminatının ödendiğini ve bu konuda 29.07.2013 tarihli ibranameyi imzaladığını, davacının işten ayrıldıktan sonra bir başka firmada çalıştığını ve 21.02.2014 tarihinde yeniden davalı yanında işe girişinin yapıldığını, sonrasında 21.08.2014 tarihine kadar giriş çıkışlarla çalışmasını sürdürdüğünü, davacının şoför ehliyeti olduğunu bildirmesine rağmen trafik kontrollerinde tek gözünde görme engeli bulunduğunun tespit edildiğini ve ehliyetinin geri alındığını, bu nedenle işi bırakmak zorunda kaldığını, davacının maaşına konulan haciz nedeni ile kesintiler yapıldıktan sonra maaş bakiyelerinin maaş hesabına yatırıldığını, davacıya elden maaş ödemesi yapılmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı işyerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı aylık net 1.900,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiştir. Dosyaya sunulan ücret bordrolarında asgari ücret tahakkuklarının yapıldığı, davacının banka hesabına tahakkuklarla uyumlu olarak aylık ücretinin yatırıldığı görülmektedir. Taraflarca davacının 09/12/2011-25/04/2013 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin olarak imzalanan iş sözleşmesinde aylık ücretin asgari ücret olduğu kararlaştırılmıştır. 21/02/2014-21/08/2014 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesinde ise davacının aylık net 846,00 TL ücret karşılığında çalışacağı öngörülmüştür. Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından biri husumetli tanık olup diğer davacı tanıklarından birinin davacının son olarak aylık net 1900,00 TL ücretle çalıştığını beyan ederken, diğerinin aylık ücret düzeyini bilmediğini belirttiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı yanca tanık dinletilmemiştir. Mahkemece, Ticaret Odasından emsal ücret araştırması yapılmış, gelen cevabi yazıda, davacının asgari ücret ile asgari ücretin %50 fazlası aralığında ücret alabileceği bildirilmiştir. Mahkemece ; davacının aylık ücret miktarının asgari ücretin %50 fazlası olan 1.701,00 TL brüt olduğu kabul edilmiştir. Oysa, davacının delil listesinde emsal ücret araştırmasına dayanmadığı açıktır. Davacının aylık ücret tutarı konusundaki iddiasını tanık anlatımı ile ispatladığı anlaşılmakla, davalı talebine göre alınan ek bilirkişi raporu esas alınarak aylık ücret miktarının belirlenmesi hatalı olmuştur. Davacının aylık ücretinin fesih tarihi itibariyle net 1.900,00 TL olduğu nazara alınarak, talep konusu alacakların miktarları yeniden değerlendirilmelidir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.