Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35489 E. 2018/18961 K. 17.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35489
KARAR NO : 2018/18961
KARAR TARİHİ : 17.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı mirasçılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini fazla çalışma ücreti, resmi bayram günleri çalışma ücreti ile hafta tatili ücretinin ödenmemesi ve sigorta primlerinin eksik ödenmesi nedeni ile haklı nedenle feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 07.08.2013 tarihinde Ramazan Bayramı arefesinde mesai sonu işten ayrıldığını, bayram bitiminde diğer çalışan arkadaşları ile birlikte işe gelmediğini, 12.08.2013 tarihinde davacı ve arkadaşlarının iş sözleşmelerini feshettiklerinden bahisle yazı gönderdiklerini, davacının iş sözleşmesinin tek taraflı feshini gerektirecek haklı bir sebebi bulunmadığını, davacının hiçbir şekilde bakiye alacağı bulunmadığını, davacının yasal izninden daha fazlasını kullandığını, ücretlerinin de ödendiğini, müvekkili firmanın sadece haftada altı gün açık olduğunu, pazar günleri kesinlikle kapalı olduğunu, günlük çalışma süresinin yedi buçuk saat olduğunu, fazla mesai yapılmasının söz konusu olmadığını, ayrıca müvekkili işyerinde dini ve milli bayram günlerinde kesinlikle çalışma yapılmadığını savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı mirasçılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı mirasçılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili çalışması için de geçerlidir.
Somut olayda, beyaz eşya bakım teknisyeni olarak çalışan davacı işçi, haftanın 6 günü, 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını; ancak, yaptığı işin yetişmemesi sebebi ile saat 20.00’den sonra da sıklıkla fazla çalışma yaptığını, her bir veya bir buçuk ayda bir defa da hafta tatilinde çalıştığını ileri sürmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı iddiası ve dinlenen tanık anlatımlarına göre yaz ve kış aylarında ortalama 12 saat çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenme tenzili ile günde 10,5 saat çalışmak suretiyle haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca bir buçuk ayda bir defa da hafta tatilinde çalıştığı kabul edilmiştir. Davacı tanıklarından … ve …’in davacı ile birlikte çalışmaları bulunsa da, bu tanıkların davalı işveren ile husumetli olduğu ve çıkacak karardan kendilerinin de menfaat sağlayacak durumda olduğu görülmektedir. Mahkemece dinlenen diğer davacı tanığının ise davacı ile aynı dönem çalışmasının bulunmadığı, bu nedenle davacının fiilen yaptığı çalışmasına ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında davacının çalışma saatlerine ilişkin olarak tanık beyanı dışında yazılı belge bulunmamaktadır. İşyerinde haftanın 6 günü çalışma olduğunu belirten davalı tanık anlatımlarına göre, davacının hafta tatili çalışması ispatlanamadığından reddi gerekmekte olup bu alacak istemi yönünden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Fazla çalışma bakımından ise, yukarıdaki gerekçelerle davalı tanık anlatımları nazara alındığında, davacının haftanın 6 günü 09.00- 18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme yaparak çalıştığı ispatlandığından, haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.