Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35439 E. 2018/19139 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35439
KARAR NO : 2018/19139
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalı … – … Ortaklığı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, adi ortaklığa yöneltilen davada taraf teşkilinin nasıl sağlanacağı konusundadır.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 620. (818 sayılı BK’nın 520.) maddesinde de açıklandığı üzere, adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar. Dolayısıyla adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince (6098 sayılı TBK’nın 638., 818 sayılı BK’nın 534., TMK’nın 702. Maddeleri) bütün ortaklar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak birlikte hareket edilmesi gerekir. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup Mahkemece kendiliğinden gözönüne alınmalıdır.
Dosya içeriğinden davanın … -… Ortaklığı aleyhine açıldığı, dava dilekçesinin ortaklığa tebliğ edildiği, yargılama esnasında tebligatların ortaklığa yapıldığı, gerekçeli karar başlığında davalı olarak ortaklığın gösterildiği ancak hüküm kısmında “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” şeklinde karar verildiği, temyiz isteminin de ortaklık adına olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtilen hükümler ve yapılan açıklamalara göre; adi ortaklığın her bir ortağı taraf olması gerekirken ayrı ayrı taraf olarak gösterilmemeleri hatalı olup adi ortaklığı oluşturan ortakların her birine dava dilekçesi ayrı ayrı tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan ve delilleri toplandıktan sonra değerlendirilmeye tabi tutulup sonuca gidilmesi gerekir.
2-Kabule göre de;
a) Bilirkişi raporunun sağlıklı denetlenebilmesi için davacının isimlerinin bulunduğu ücret bordroları, izin belgeleri, … belgeleri ve diğer belgeler dosyaya eklenmesi gerekirken eklenmemesi hatalıdır.
b) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan davacının ücretine ilişkin olarak emsal araştırması yapılmadan karar verilmesi de hatalıdır.
c) Davalılar vekil ile temsil edilmemesine rağmen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
d) Davacı tarafça dava dilekçesinde, kıdem tazminatı hariç diğer talepleri yönünden yasal faiz talebinde bulunulmuş iken fazla mesai, ulusal bayram ve dini bayram alacaklarına talep aşılarak mevduat faizi işletilmesi de hatalıdır.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.