Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35407 E. 2018/19100 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35407
KARAR NO : 2018/19100
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … ve davacı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdinin geçerli bir neden olmadan feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili yetki ve husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı … davalı Bakanlık vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı … davalı Bakanlık vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan biri; davacının fazla çalışma ücretinde hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmaması konusundadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, fazla çalışma alacağı işveren belgelerine dayanılarak hesaplanmakla alacak tutarından hakkaniyet indirimi yapılmaması gerekirken aksine uygulama ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık da dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusundadır.
Somut uyuşmazlıkta, temyiz talebinde bulunan davalı Bakanlık’ın davaya karşı süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu görülmektedir. Buna göre, temyiz talebinde bulunan bu davalıya karşı dava zamanaşımı def’inin esas alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
4- Diğer yandan, dosya içeriğine göre, mahkemece, kıdem tazminatı alacağından 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince sadece asıl işveren olan davalı …’nın sorumlu olduğu değerlendirmesiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği gereği söz konusu alacaktan asıl işverenin sorumluluğu bulunduğu gibi, alt işverenin de müşterek sorumluluğu mevcuttur. Belirtilen kanuni düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu düzenlemesini etkiler nitelikte değildir. Davalıların sorumlulukları asıl işveren–alt işveren ilişkisinin düzenlendiği 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile işyeri devri kurallarının düzenlendiği 6. maddesine göre belirlenmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.