Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35370 E. 2018/19241 K. 20.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35370
KARAR NO : 2018/19241
KARAR TARİHİ : 20.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 01.06.2005-24.06.2013 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, net maaşının 1.200,00 TL olduğunu, yaz dönemlerinde günde oniki-onaltı saat çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, … 6. Noterliği’nden 17.08.2012 tarihli ihtarname çekildiğini ancak, davalının ihtarnameden sonra da davacının fazla çalışma ücretlerini ödemediğini belirterek fazla mesai ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, fazla çalışma ücreti alacağı davacı tanıklarının anlatımlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Davacının, işverene gönderdiği 17.08.2012 tarihli ihtarnamede , mesai başlangıç saatinin sabah 08:00, mesai bitim saatinin ise yaz sezonunda 19:00 olduğunu, dava dilekçesinde de çalışma saatleri belirtilmeksizin yaz dönemlerinde günde oniki-onaltı saat çalıştığını beyan ettiği görülmektedir. Davacı tanıklarının davacının çalışma saatleri ile ilgili beyanları birbirinden farklı olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; çalışma saatleri belirtilmeksizin davacının haftanın üç günü günde onaltı saat, diğer üç günü ise günde oniki saat çalıştığı, gün içinde iki saat antre kullandığı belirtilerek haftada yirmiyedi saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2015/35350 esas, 2018/19250 karar sayılı dosyada, davacının aynı işi yaptığı ve davalı tarafından işyeri çalışanlarının imzalarını içeren bir kısım puantaj kayıtlarının sunulduğu görülmüştür. Söz konusu kayıtlar bu dosya içine de alınarak, anılan kayıtlar ile ihtarname de belirten çalışma saatleri, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek hak kazandığı halde ödenmeyen fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı denetime açık şekilde belirlenmelidir.
3-Ayrıca, davacının işverene gönderdiği 17.08.2012 tarihli ihtarnamede ve dava dilekçesinde, net 1200,00 TL ücretle çalıştığını beyan ettiği görülmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacının beyanını aşar şekilde en son net 1600,00 TL ücret ile çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının anılan ihtarnamede ve dava dilekçesinde belirttiği ücret miktarı dikkate alınmaksızın talep aşılarak hesaplama yapılması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Diğer yandan, davacı dava tarihinden önce davaya konu alacağın ödenmesi için davalı işverene ihtarname göndermiş olup, talep ettiği alacak yönünden davalı işveren dava tarihinden önce temerrüde düşürülmüş olduğundan, temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmemesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.