Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35239 E. 2016/4094 K. 16.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35239
KARAR NO : 2016/4094
KARAR TARİHİ : 16.02.2016

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı …. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini ödenmeyen işçilik alacakları sebebi ile haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … asıl işverenle yapılan hizmet alım sözleşmesinin feshedilmesi üzerine işyerinin tahliye edilerek teslim edilmesinin istendiğini, davacıya yeni iş teklifi yapıldığını, işyeri değişikliğini kabul etmeyen davacının kötüniyetli olarak iş sözleşmesini feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …. diğer davalı ile aralarındaki ilişkinin asıl işveren- alt işveren ilişkisi olmadığını, aralarındaki ihale feshedildikten sonra işçilerin iş sözleşmelerini feshettiklerini ve davalının işçilerin alacaklarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı …. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacının fazla çalışma alacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, ücret bordrolarında tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücretlerinin banka kanalı ile ödendiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Dairemizce seri olarak incelenen dosyalarda, aynı işyerinde aynı işi yapan ve aynı düzende çalışan işçiler için fazla çalışma alacağının farklı şekilde hesaplanıp hüküm altına alındığı veya reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı tanık anlatımları ve mevcut çalışma sistemine göre, 2012 yılına kadar işyerinde üç vardiya halinde çalışıldığı ve fazla çalışma yapılmadığı, yapılmışsa bordroya yansıtılıp ödendiği, 2012 yılından sonra ise on iki saat çalışma ve otuz altı saat dinlenme esasına göre çalışıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda somut dosya bakımından 2012 yılına kadar fazla çalışma yapılmadığının kabulü isabetlidir. Ancak 2012 yılından sonraki dönem için, mevcut çalışma sistemine göre davacının çalışmasının 1/3’ünün gece vardiyasına denk geldiği, gece çalışmasında yedi buçuk saati geçen çalışmanın her türlü fazla çalışma olduğu ve on iki saatlik çalışmanın bir buçuk saati ara dinlenme olup, yedi buçuk saati geçen üç saatlik çalışmanın fazla çalışma olduğu anlaşıldığından; davacının çalışmasının 1/3’ünün gece vardiyasına denk gelmesi sebebiyle gece vardiyasına denk gelen dönemler için çalışma yaptığı günlerle sınırlı olarak günde üç saat fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır. Dosyadaki bordrolar da imzasız olup, az yukarıda açıklandığı üzere 2012 yılından sonraki imzasız bordroda tahakkuk ettirilen miktarların ödendiğinin tespit edilmesi halinde, ödenen tutar yapılacak hesaplamadan mahsup edilmelidir. İmzalı bordroda olduğu gibi tahakkuk olan dönemlerin dışlaması da isabetli olmamıştır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.