Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/35165 E. 2016/2232 K. 28.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35165
KARAR NO : 2016/2232
KARAR TARİHİ : 28.01.2016

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı … avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı yanında 03.09.2010-10.09.2012 tarihleri arasında iş sözleşmesiyle çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, asıl işveren okul aile birliğinin yasal temsilcisi … Bakanlığı ile taşeron diğer davalının alacaklarından birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile aylık ücret taleplerinin kabulü ile fazla çalışma ücreti talebinin reddine, kantin işletme (kiralama) sözleşmelerinin içeriği ve okul müdürü tarafından da imzalanmış olması, işin ihale yoluyla verilmesi, kira bedelinin bir kısmının … Müdürlüğü, diğer kısmının Okul Aile Birliği/Okul Müdürlüğünün göstereceği hesaplara yatırılacağının kararlaştırılması, çalışılan işyerinin okulun eklentisi olması gerekçesi ile talep edilen alacaklardan davalıların birlikte sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.
Karar davalı … vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı konusunda toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir.
Asıl işverene ait işyerinde yürütülmekte olan mal veya hizmet üretimine ait yardımcı bir işin alt işverene bırakılması nedeniyle, alt işveren açısından bağımsız bir işyerinden söz edilip edilemeyeceği sorunu öncelikle çözümlenmelidir.
Somut olayda davalılar arasında yapılan 05.11.2010 ile 05.11.2011 tarihli sözleşmeler kantin işletilmesine ilişkindir. Davalı … diğer davalıya bağlı okul içindeki kantini işletmek üzere sözleşme imzalamıştır. Taraflar arasındaki ilişki kantinin kiralanması niteliğindedir. Davalılar arasında 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi anlamında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Mahkemece davalı … yönünden açılan davanın reddi gerekirken işçilik alacaklarından sorumlu tutulması isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.