Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/33763 E. 2016/657 K. 14.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/33763
KARAR NO : 2016/657
KARAR TARİHİ : 14.01.2016

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Bursa 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2015
NUMARASI : 2015/50-2015/442

DAVA: Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdirdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 2014/25025 esas, 2014/31829 sayılı kararı ile, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının davalı tanığının beyanları dikkate alınarak yeniden hesaplanması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası anılan taleplerin kabulüne karar verilmiş, ancak bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre sorun, bozma üzerine verilen kararda, bozma kapsamı dışında kalan hususlar hakkında yeniden hüküm kurulup kurulmayacağıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren yeni bir karar verilmek zorundadır.
Somut olayda, mahkeme tarafından, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin verilen karar doğru olmakla birlikte, bozma kapsamı dışında bırakılan kıdem tazminatı talebi hakkında, bozma öncesi olduğu gibi ve açıkça hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.