Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/31096 E. 2015/31026 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/31096
KARAR NO : 2015/31026
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Kütahya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2015
NUMARASI : 2014/898-2015/466

DAVA : Davacı, Ç.. B..nın işkolu tespitine ilişkin kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, D…. Üniversitesi Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile K…. Kalite İyileştirme Merkezi Müh. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince şirket tarafından yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 20 sıra numarasında yer alan “genel işler” işkolunda yer aldığının tespit edildiğini, şirkete bağlı işçilerin sağlık hizmetleri yaptığını, işçilerin işe alınması, denetimi ve gözetimi yetkisinin asıl işveren hastanede olduğunu, hastanelerin sağlık işkoluna girdiğini, bazı işlerin ihale ile başka şirketlere verilmiş olmasının yapılan işi ve işyerini değiştirmeyeceğini, ayrıca yardımcı işlerin asıl işin bağlı olduğu işkolunda yer alması nedeniyle ihale yolu ile şirkete bağlı olarak çalışan işçilerin ve işyerlerinin 17 sıra numaralı sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda bulunması gerektiğini ve hastane ile ihaleyi alan şirketler arasında muvazaa bulunduğunu ileri sürerek 06.07.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/60 sayılı işkolu tespit kararında yer alan Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi işyerlerinde hizmet ihalesi ile yapılan işlerin sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, asıl işveren hastanenin elektrik-elektronik sistemlerinin tamir bakımı, inşaat, sıhhi tesisat, biyomedikal gibi teknik bakım ve onarım işlerinin, hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirkete bağlı elektrikçi, elektronikçi, sıhhi tesisatçı, marangoz, inşaatçı gibi işçiler tarafından yapıldığı ve söz konusu işlerin ayrıca bir iş kolu altında sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 4 ve 5. maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraza ilişkindir.
Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 6356 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. İşkolunun belirlenmesi konusunu düzenleyen 6356 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre, işkolu tespiti Ç.. B..nca yapılacaktır. Ç.. B..nca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasını müteakip, bu tespite karşı ilgililer, onbeş gün içinde dava açabilir. Belirtilen süre hak düşürücüdür.
6356 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasına göre, işkolları, Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır. Yine aynı maddede, bir işkoluna giren işlerin neler olacağının, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak, yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
İşkolu kavramı sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öğedir. Birbirine benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır.
İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri, teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon, özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır. Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır. Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorunluluğu tartışmasızdır.
İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip, o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyle işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi, alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun’un 4/2. maddesinde öngörülen, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise, alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir.
Dosya içeriğinden, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ile Kim Kalite İyileştirme Merkezi Müh. Tic. Ltd. Şti. arasında, Kütahya İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve bağlı sağlık tesislerinde teknik bakım ve onarım işlerinin 41 kişi ile icrası için hizmet alım sözleşmesi imzalanmıştır. Ç.. B..nın 06.07.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararıyla, davalı şirket tarafından Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi işyerinde yapılan işlerin “Genel işler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Teknik şartnamede, Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde toplamda 25 işçinin çalışmasının öngörüldüğü, işçilerin nitelik olarak biyomedikal, elektrik, elektronik, inşaat, sıhhi tesisat, metal kaynak ve marangoz olarak görev yapacağının belirtildiği görülmüştür. Mahkemece, alt işveren işçileri tarafından yapılan işlerin ayrıca bir işkolu altında sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmediği gibi, yapılan araştırma da eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Somut olayda, alt işveren işçileri tarafından yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen işlerin her biri farklı işkolunda yer almaktadır. Bu itibarla, mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığı ile işçilerin hangi işleri yaptığı somut olarak belirlenmeli, yapılan işlerin niteliği tam olarak tespit edilmeli ve bundan sonra alt işveren tarafından yapılan ağırlıklı işe göre işkolu tespiti yapılması gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.