Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/29613 E. 2015/30440 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/29613
KARAR NO : 2015/30440
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2015
NUMARASI : 2014/680-2015/949

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca “işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan” geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, ihtiyaç kalmaması üzerine elektrik teknikeri olan davacının iş sözleşmesinin feshedildiği, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra davalıların oluşturduğu ortaklığa davacının çalıştığı iş kolunda yeni işçi alımı yapılmadığı, bu bağlamda davacının iş sözleşmesinin feshinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, hammadde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda 28.02.2012 tarihinden beri çalışan davacının iş sözleşmesi, yapımına devam edilen Dolphin söğütözü ofis binası işyerinde kaba yapı imalatlarının tamamlanma seviyesine gelmesinden, elektrik tesisat montaj işleri taşeron firma alt yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yürütüleceğinden dolayı iş organizasyonunda değişikliğe gidildiği gerekçeleriyle 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesine dayanılarak feshedilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda, feshe son çare olarak başvurulmadığı, davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığına dair somut belge sunulmadığı, işyerinde davacının hizmetine ihtiyaç kalmayacak yeni bir durumun ortaya çıkmadığı, iş akdi feshinin geçerli bir nedene dayanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosya içeriği nazarı dikkate alındığında, elektrik teknisyeni olarak çalışan davacının kaba inşaatın bitmesi nedeniyle hizmetine ihtiyaç kalmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, kaldı ki aynı şirkette elektrik mühendisi olarak çalışan başkaca bir şahsın iş akdinin feshedilmediği, davacının iş akdinin feshinden kısa bir süre sonra ilanla davalı ortaklık tarafından elektrik teknikeri arandığının anlaşıldığı, inşaat şirketi olan davalı ortaklığın diğer işyerlerinde davacının hizmetine ihtiyaç bulunup bulunmadığına dair araştırma yapılmadığı, açıklanan nedenlerle feshin geçerli nedene dayanmadığı ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 09.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.