Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/29163 E. 2015/30796 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/29163
KARAR NO : 2015/30796
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/08/2015
NUMARASI : 2015/52-2015/522

DAVA : Davacı, ödenmemiş olan ek ücret farkının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi sözleşmeli statüsünde memur unvanıyla görev yapmakta iken kurumun özelleştirmesi kapsamında 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddesine ve atıfta bulunduğu 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesi kapsamında kamu kurumuna atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen ve kamu kurumuna atanan davacının maaş nakil ilmühaberinin eksik olduğunun ve ek ödeme haklarını kapsayarak şekilde yeniden düzenlenmesi ile davacının çalıştığı süre içeresinde ödenmemiş olan ek ücret farkının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı şirketin eylem ve işlemlerinden kaynaklı hak kaybına uğramadığının belgelerle sabit olduğunu, davacının kendi isteği ile kamu kurum ve kuruşlarına atanmasının yapıldığını ve halen 657 sayılı Kanun’a tabi olarak çalıştığını, maaş ilmühaberinin mevzuata uygun olarak tanzim edildiğini, benzer taleplerle iş ve idare mahkemelerinde açılan davaların görev ve esas yönünden reddedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Dairemize ait araştırmaya yönelik bozma ilamına uyulmak suretiyle düzenletilen bilirkişi kurulu raporu değerlendirilmek suretiyle istek kısmen hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’da “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece verilen hüküm, davalı temyizi üzerine Dairemizin kararı ile bozulmuştur. İlk karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden karşı taraf için usuli müktesep hak oluşmuştur. Dairemizce verilen bu bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen davacı lehine sonuç doğurması düşünülemez. Diğer bir deyişle mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporunda, bozma öncesi hükmü aşar miktarda hesaplama yapılmış ve bu rapor hükme esas alınmıştır. Mahkemece usulü kazanılmış hak ilkesi dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.