Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/28795 E. 2015/35429 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28795
KARAR NO : 2015/35429
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, dava reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirketin yurtdışı şantiyelerinde çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedilmesine rağmen işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davalı şirket çalışanı olmadığını, dava dışı … çalışanı olduğunu, davalı şirketin işveren vekili konumunda olduğunu ve davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacıya ibraname karşılığı hak ettiği alacakların ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliler ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının yurt dışında çalıştığı yabancı tüzel kişilerle davalı şirket arasında organik bağ bulunduğu, davacıların taleplerinden davalı şirketin sorumlu olduğu, davacı işçinin çalışmaları ayrı ayrı değerlendirilerek bir kısım dönemin ihbar süresi verilerek tasfiye edildiği ve bir kısım dönemin de işçinin istifası ile sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının farklı dönemlerdeki çalışmalarının ne şekilde sona erdiği ve fesih sebebi ile kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işverene ait …’daki işyerinde 04.08.2003-25.06.2004 tarihleri arasında, …’daki işyerinde 15.10.2004-05.06.2005 tarihleri arasında, …’daki işyerlerinde 24.11.2006-03.04.2007 ve 22.09.2007-14.12.2007 tarihleri arasında ve …’deki işyerinde 25.02.2008-25.02.2009 tarihleri arasında çalıştığı dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece, davacının ilk iki dönem çalışması için dörder hafta ihbar süresi verilmesi ve çalışma sürelerinin bir yıldan az olması sebebi ile bu dönemler tasfiye kabul edilmiş, üçüncü ve dördüncü dönem ile son dönem çalışmalarının da işçinin istifası ile sona erdiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiştir. Davacının beş farklı çalışma döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının üçüncü dönem çalışmasının sonunda elle yazarak işverene verdiği 27.03.2007 tarihli dilekçede aynen “26.11.2006 tarihi itibariyle şantiyenizde çalışmaktayım. Sözleşme bitiş tarihi 28.04.2007 ‘de sözleşme bitimi gitmek istiyorum, gereğini bilgilerinize arz ederim” yazdığı, aynı zamanda 03.04.2007 tarihli matbu olarak hazırlanmış ve davacı tarafından imzalanmış olan ibranamede kıdem ve ihbar tazminatını aldığının yazılı olduğu, ayrıca davacı ile işveren arasında 24.11.2006-23.04.2007 süreli iş sözleşmesi bulunduğu anlaşılmakla; gerek iş sözleşmesinin sona ereceği tarihte istifa dilekçesi verilmesi ve gerekse istifa dilekçesi ile ibranamenin çelişmesi sebepleriyle işverence sunulan bu belgelere itibar edilmesi mümkün değildir. Davacının beşinci dönem çalışmasına gelince; yine davacı tarafından imzalanıp işverene verilen 21.01.2009 tarihli dilekçede aynen “25.02.2008 tarihinden itibaren şantiyenizde kaynakçı olarak çalışmaktayım. 01.03.2009 tarihinde sözleşme bitimi gitmek istiyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim” yazdığı, aynı zamanda 25.02.2009 tarihine kadar olan çalışma dönemi için matbu olarak hazırlanmış tarihsiz ve davacı tarafından imzalanmış olan ibranamede kıdem ve ihbar tazminatını aldığının yazılı olduğu, ayrıca davacı ile işveren arasında 25.02.2008-24.02.2009 süreli iş sözleşmesi bulunduğu anlaşılmakla; gerek iş sözleşmesinin sona ereceği tarihte istifa dilekçesi verilmesi ve gerekse istifa dilekçesi ile ibranamenin çelişmesi sebepleriyle işverence sunulan bu belgelere de itibar edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Dairemizce incelenen çok sayıda emsal dosyada da işçi tarafından verilmiş olan benzer dilekçelerin çoğunun istifa amaçlı olmayıp, yurda dönüş için verildiği bilinmektedir. Bu durumda; davacının üçüncü ve beşinci dönem çalışmalarının işverenin haksız feshi ile sona erdiği kabul edilip, her bir çalışma dönemi ayrı ayrı değerlendirilerek ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmalıdır. Delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.