Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/28459 E. 2015/29702 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28459
KARAR NO : 2015/29702
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2015
NUMARASI : 2013/118-2015/231

DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Y tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile Belediye Başkanlığı arasında toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun’a göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı süresinde cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, 6356 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile mülga 2821 sayılı Kanun’un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
6356 sayılı Kanun’un 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.” Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de “Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca İşletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
Mülga 2821 sayılı Kanun’un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesinin birinci fıkrasına göre “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer”. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur”. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesi de aynı niteliktedir.
Toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidat bedellerinin sendikaya ödenme tarihi düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmelidir. Buna mukabil, anılan konuya ilişkin bir düzenleme yok ise, hüküm altına alınan tutara faizin yürütülmesi için, sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise, dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Zamanaşımı, alacak hakkının belirli bir süre kullanılmaması sebebiyle dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Diğer taraftan sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları dönemsel özellik gösteren borçlardandır. Kanunda belirtilen şartların yerine getirilmiş olması şartıyla toplu iş sözleşmesinde aidat borcunun ödenme zamanına ilişkin hüküm mevcut ise bu hüküm uyarınca üyelik ve dayanışma aidatı borçlarının ödenme zamanı ve temerrüt tarihi belirlenmektedir. Bu itibarla, sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları yönünden zamanaşımı süresi, 6098 sayılı Kanun’un 147. maddesinin birinci bendi gereğince beş yıldır.
Somut olayda, mahkemece, ıslah dilekçesine karşı davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu gerekçesiyle 2010 tarihinden önce muaccel hale gelen alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, karar bu yönü ile isabetsizdir.
Dosya içeriğinden dava dilekçesi ile 10.000,00 TL talep edildiği, dava dilekçesine karşı zamanaşımı definin ileri sürülmediği, ıslah dilekçesi ile talep sonucunun artırıldığı ve ıslah dilekçesine karşı ise süresinde zamanaşımı definin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece, 19.01.2010 tarihinden önce tahakkuk eden alacaklar yönünden dava ile talep edilen 10.000,00 TL’yi aşan miktarın zamanaşımına uğrayacağı, dava edilen tutarın korunacağı gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Taraflar arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde, aidat bedellerinin ödenmesine ilişkin düzenlemelere göre, üyelik ve dayanışma aidatlarının, işçi ücretlerinden kesildikten sonra yedi gün içinde sendikaya ödeneceği belirtilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, hüküm altına alınan aidat alacaklarına, toplu iş sözleşmelerinde yer alan düzenlemeler doğrultusunda her ay belirlenecek tarihler itibariyle faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.