Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/28441 E. 2015/28229 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28441
KARAR NO : 2015/28229
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15.07.2015
NUMARASI : 2015/865

DAVA: Davacı, borçlunun elindeki mallarını kaçırma ihtimali bulunduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz olunan karar, birkısım işçilik alacaklarının tahsili istemi ile açılan davada, davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerinde haciz şerhleri bulunduğu, şirketin mallarını kaçırma ihtimali bulunduğu gerekçesi ile davalının menkul, gayrimekul malları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin, mahkemece reddine ilişkindir.
Dosya içeriğine göre davacı -ihtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin 2004-2015 yılları arasında davalı şirket bünyesinde çalıştığını, ücretlerinin kanun ve sözleşme hükümlerine uygun ödenmemesi sebebi ile haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini belirterek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ve son dört aylık ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Ayrıca, şirket adına kayıtlı araçlar üzerinde haciz şerhleri bulunduğunu, şirketin mallarını kaçırma ihtimali bulunduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş ancak cevap verilmemiştir. Mahkemece, davacının talep ettiği alacak miktarı itibari ile şartları oluşmadığı gerekçesi ile isteğin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Muaccel alacaklarda, alacağın varlığı, vadesinin geldiği ve rehinle teminat altına alınmadığının ispatlanması yeterlidir. Borçlunun mallarını gizleme, kaçırma gayreti içinde olduğunun ispatlanması gerekli olmadığı gibi, borç miktarı da ihtiyati haciz talep edilip uygulanmasına etkili olan faktörlerden biri değildir. Alacağın varlığı konusundaki ispat ise, usul kuralları çerçevesinde tam bir ispat olmayıp, ihtiyati haciz yargılamasının niteliği gereği çabuk ve seri hareket edilerek yaklaşık ispat ile yetinilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece, açıklanan ilkeler çerçevesinde, gerçeğe benzerlik karinesinden hareketle anılan kanunun 259. maddesi gereğince uygun oranda teminat karşılığında talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.