Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/28413 E. 2015/30274 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28413
KARAR NO : 2015/30274
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2015
NUMARASI : 2014/582-2015/469

DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, icra-inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2011/2796 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibinde bulunulduğunu, davalının süresi içinde itiraz ettiğinden takibin durduğunu, davalı sendikaya karşı Ankara 16. İş Mahkemesinin 2008/716 esas, 2009/128 karar sayılı dava dosyası ile işe iade davasının açıldığını, 31.03.2009 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararının Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, 16.03.2011 tarihinde davalı sendikaya başvurularak davacının tekrar işe başlatılması, başlatılmaması halinde dokuz aylık ücret tutarının ödenmesini talep ettiklerini, bu talebin sendika tarafından reddedildiğini, 26.640,00 TL olarak tespit edilen alacağına karşılık 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye alacak için icra takibi başlatıldığını ancak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu sebeple fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL’lik kısmına ilişkin itirazın iptaline, alacağın tahakkuk ettiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasına, yüzde kırkdan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, 23.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini 6.459,71 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili; davanın reddi ile icra inkâr tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı yararına hükmedilen avukatlık ücreti miktarının doğru olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğinden, davanın, davalı işverenin icra takibine yaptığı itirazın 6.459.19 TL’lik kısmının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına yönelik açıldığı, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.701.32 TL asıl alacak ve 11.84 TL faiz alacağı yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, kalan kısma yapılan itirazın iptali talebinin reddi ile takibin iptaline ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verildiği, taraflar lehine 500.00’er TL avukatlık ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde, “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava İş Mahkemesinde görülmüştür. Reddedilen kısım için avukatlık ücreti tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplandığında tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altında kalmıştır. Bu durumda, yukarıda anılan kanuni düzenlemeye göre, davalı yararına 1.500.00 TL maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 500.00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Davacı temyize gelmediği için avukatlık ücretinde değişiklik yapılmamış, davalı temyiz dilekçesinde 1.475.84 TL avukatlık ücreti hesap ettiği için, taleple bağlı kalınarak bu tutara hükmedilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının avukatlık ücretlerine dair 2. bendinin B fıkrasının silinerek yerine,
“B-1.500.00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.