YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28333
KARAR NO : 2018/6485
KARAR TARİHİ : 13.03.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafça İş Kanunu’nun 24/2-e alt bendine göre haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, fazla çalışma alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı tarafça süresinde temyizi üzerine 13.07.2015 tarihli ek karar ile temyiz isteminin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/1-4 maddesi gereğince miktar itibariyle kesinlik sınırı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Ek karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Her ne kadar mahkemece temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kaldığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, davacı yanın dava ve ıslah dilekçesinde fazlaya dair hakkını saklı tuttuğu dikkate alındığında temyiz isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin davacı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin yerinde olmayan EK KARARININ BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çevre düzenleme işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafça İş Kanunu’nun 24/2-e alt bendine göre haklı sebeple feshedildiğini, davacının haftada en az iki gün en az iki saat mesai sonrası çalışma yaptığını, resmi ve dini bayram günleri ile genel tatil günlerinde çalıştığını, bu çalışmalara ait ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirket ile Söğüt Belediyesi arasında imzalanan sözleşme gereğince resmi ve dini bayramlarda çalışmasının olmadığını, günlük çalışma süresinin yedi buçuk saati geçmediğini, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrılması sebebiyle kıdem tazminatına da hak kazanmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İşçiye işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde 11 saate kadar olan çalışmalar için (onbir saat dahil) ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının iki vardiya esasına göre çalıştığı, 07.00-16.00 vardiyasındaki çalışma süresi için bir buçuk saat ara dinlenmesi kullandığı kabul edilmiştir. Ne var ki, 07.00-16.00 saatleri arasındaki toplam çalışma süresi dokuz saat olup, dosya içinde aksine değerlendirme yapılmasını gerektirecek herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığına göre, ara dinlenme süresinin bir saat olarak kabulü gerekmektedir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin davacının bir buçuk saat ara dinlenme süresi kullandığının kabulü ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
3-Davacının hangi vardiyada çalıştığı, vardiya değişimi yapıp yapmadığı ve vardiya değişim aralığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 07.00-16.00, 16.00-24.00 olmak üzere iki vardiya sistemine göre haftada altı gün çalıştığı ve her bir vardiyadaki günlük çalışma süresinin yedi buçuk saat olduğu, böylece fazla çalışmasının bulunmadığı, ancak tanık beyanlarına göre haftada iki saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Bilirkişinin değerlendirme şekli hatalı olup, işyerindeki çalışma düzeninin yeterince aydınlatılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı ve davalı tanıkları işyerinde haftada altı gün 07.00-16.00, 16.00-24.00 saatleri arasında iki vardiya şeklinde çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Ancak davacının sürekli olarak aynı vardiyada çalışıp çalışmadığı, çalıştığı vardiya saatleri veya vardiya değişim aralığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Davacının çalışma düzeni netleştirildikten sonra, ara dinlenme süresine ilişkin olarak bozma kararının birinci bendinde belirtilen hususlar da dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar da göz önüne alınarak davacının fazla çalışma alacağı konusunda değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.